Page 161 - Azerbaycan'dan Masallar
P. 161

karışmış, kendinden geçmiş. Üç gün üç gece bu şekilde yatmış. Üç günden
                  sonra uyanmış, kalkıp giyinmiş. Elini yüzünü yıkamış ve gidip yemeğini
                  yemiş. Sonra kapı vurulmuş. Hemen kalkarak Tüylüce’yi cebinden çıkarıp
                  duvardaki kapalı dolaptaki tahta rafın üzerine koymuş. Sonra kapıyı açmış,
                                          **
                  bakmış ki padişahın cariyesi  karşısında:

                     ‒ EyMelik Cemşid! Padişah, gelinlerin gömlek dikmesi için kumaş par-
                  çası gönderdi. Gelinlerden hangisinin el işi daha iyi, hangisi daha güzel
                  dikecek ona bakacakmış.

                     Aslında babasının maksadı Melik Cemşid’i evlendirmek olduğu için
                  kendini acındırıyormuş. O sebepten gömleği öteki oğullarının hanımla-
                  rının dikmesini istiyormuş. Melik Cemşid babasının maksadını anlamış,
                  yani “Babası bunu evlendirsin ve eli işli bir hanım alsın, babasının da göm-
                  leğini bu gelin diksin.” Bu manalı konuşmadan sonra cariyeyi göndermek
                  istemiş. Tüylüce dile gelmiş:

                     ‒ Ey Melik Cemşid söyle elindekileri bırakıp gitsin, biz dikeriz, sonra
                  gelip götürsün, demiş.
                     Cariye gittikten sonra Tüylüce tekrar dile gelmiş:

                     ‒ Ey Melik Cemşid git, beni getirdiğin yerde bekle. Orada söyle ki “Peri
                  kızı Perzat Hanım, Huri kızı Hurizad Hanım diyor ki benim dürümü
                                                                               **
                  düğünümü versinler getir.” Hadi, al gel, bekleme orada, demiş.

                     Melik Cemşid oraya gitmiş Tüylüce’nin söyleyeceklerini söylemiş, bek-
                  lemiş ve sonra dönüp gelmiş. Bakmış ki gömlek dikilip asılmış. Fakat göm-
                  lek sanki el ile dikilmemiş, fabrikadan gömlek olarak dokunup çıkmış gibi.
                  Onu görünce sanki dili tutulmuş, bir şey söyleyememiş. Cariye gelerek
                  gömlekleri toplayıp götürmüş. Padişah bu gömleği kontrol ettikten sonra:
                     ‒ Helal olsun küçük gelinime benim. Çok güzel, kabiliyetli...

                     Bir gün yine cariye gemiş, padişah ”Oğlanlarını ve gelinlerini huzuruna
                  istiyor.” demiş. Padişah küçük oğlunu evlendirmek sebebiyle hepsini bir
                  araya toplamak ve ziyafet verip düğün şenliği etmek istiyormuş. Cariye
                  yine haber getirdiği sırada Melik Cemşid sinirlenince Tüylüce dile gelip
                  “Cariyeye sen git biz geliriz, diye söyle.” Melik Cemşid onun söylediklerini
                  cariyeye tekrar edince o da çıkıp gitmiş. Tüylüce yine dile gelmiş:




                  * Cariye: Sarayda kadın hizmetli.
                  ** Dürü: Çeyiz.


                  160 • AZERBAYCAN’DAN MASALLAR
   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165   166