Page 128 - Manas Destanı
P. 128

İhtiyar Kırgıl ile Taz Baymat, Kanıkey’e varınız, son sözünü dinleyiniz.” Bu
                  emri verdikten sonra Kobeş yine bağırıp çağırdı ve “Abeke ile evlenmeye-
                  ceğim diyecek olursa onun bütün servetini yağma edeceğim.” dedi. İhtiyar
                  Kırgıl ona “Acele etmeyiniz, iyice düşününüz. Sonra pişman olmayınız. Biz
                  Manas’a yaya geldik. Bize bakır tırnaklı at verdi. Çini çıplak gelen yiğitle-
                  re giyim giydirdi. Kadınsız gelen yiğitleri evlendirdi, güzel çadırlar verdi.
                  Kopmuşu bağladı, dağılmışı topladı, il kıldı, sönmüş ocakları tutuşturdu...
                  Bizi yedirdi, içirdi, tuzu aşı bizi vurmaz mı? Manas’ın ruhu güçlüdür; onun
                  ailesine fenalık yaparsak onun ruhu bizi perişan etmeyecek mi? Ruhu büyük
                  olan Manas’ın obasına nasıl girebiliriz? Ardında kalmış tek evladı var, onu na-
                  sıl ağlatabiliriz? Manas’ın ruhu obasını, evini koruyor. Oraya biz fena niyetle
                  nasıl gireebiliriz? İhtiyar Kırgıl’ın bu sözlerine karşı Kobeş boğuk bir sesle
                  bağırıp “Hep Manas, Manas diye sözüme, emrime karşı gelecek olursanız
                  başınızı keseceğim. İhtiyar Kırgıl, Taz Baymat derhâl Kanıkey’e gidip emrimi
                  ulaştırınız! Onun vereceği cevabı bana getiriniz!” dedi.

                     İhtiyar Kırgıl ve Taz Baymat yeni hanın emrine uyarak Kanıkey’in oba-
                  sına geldiler. Bunları gören Kanıkey yüksek sesle ağlamaya başladı. Kırgıl
                  Han Kobeş’in emrini uzun bir nutuk ile anlattı, “Ben hiç kimseyle evlen-
                  meyeceğim desen başına bela gelecek.” dedi. Kanıkey bunlara şu cevabı
                  verdi: “Kırk yiğidin başı Kırgıl Alp, akıllı doğmuş er idin. Bu teklifi bana
                  yapacak kişi sen mi idin? Ben bu iki kaynımla evlenmeyeceğim Manas’ın
                  ölümünü kırk gün bile geçmedi, aş töreni yapılmadı, ben bu Kobeş’in sö-
                  züyle evlenecek değilim. Bana fenalık düşünenlere Manas’ın tuzu vursun.
                  Ben ölümden korkmuyorum. Sen ihtiyar Kırgıl, Kobeş’in elçisi olup bana
                  gelmekten nasıl utanmadın?..” diyerek eline aldığı kılıçla bunlara saldırdı.
                  İki alp Kanıkey’in bu saldırışına cevap veremeden kaçtılar.

                     İhtiyar Kırgıl Kobeş’le Cakıp Han’a gördüğünü ve işittiklerini anlattı.
                  Cakıp Han küplere bindi, bağırıp çağırdı: “Kancığın malını mülkünü yağ-
                  ma ediniz; kara gözlerini oyunuz. Küçük yetim çocuğundan ayırınız, kendi-
                  sini yapayalnız bırakınız! O kancık size hakaret edecek pis, haram! diyecek
                  ha!.. Haydi, beni sevenler ata bininiz, kaltağın obasını yer ile bir ediniz!”
                     Kobeş ve adamları Kanıkey’in obasını yağma etmek ve kendisine esir
                  muamelesi yapmak niyeti ile harekete geçmek için hazırlıklara başladı.
                     Kanıkey’i sevenler Kobeş’in yağma için harekete geçtiğini haber ver-
                  diler. Kanıkey büyük felaketin yaklaştığını anladı. Kaynanasına, oğlu
                  Semetey’i verip şöyle dedi: “Çocuğumuz ellerine düşmesin. Anam sen ço-
                  cuğu alıp bir yerde saklan. Ben mümkün olursa bunlara karşı duracağım.



                                                                  MANAS DESTANI • 127
   123   124   125   126   127   128   129   130   131   132   133