Page 155 - Manas Destanı
P. 155

bulunuyordu. Sarı Ağa ve Bakay gibi kahraman alplar sayesinde nekahet
                  devresini rahat geçirdi.

                     Konurbay’ın Talas’a Büyük Akını
                     Kalmuk-Çin Hanı Konurbay ordusuna altın, gümüş dağıtıp servetini
                  gösterdi. Sık ormanları kestirip toprakları kazdırıp altın aradı. Silahlarını
                  hazırladı. Doksan gün kullansa körleşmeyen kılıçlar hazırlattı. “Bu iş de
                  tamamen hazırlandı.” diyerek bunları da bir tarafa koydu. Ordusuna uzun
                  bir hitabede bulundu: “Hepiniz dinleyiniz, anlayınız: Gücümün dolgun
                  çağında Burutların ne kadar çok saldırılarını püskürttüm. En sonunda
                  Manas’a kan yutturup öldürdüm. Hepiniz biliyorsunuz ki bugünlerde
                  başımıza büyük işler düştü... Manas’ın oğlu Semetey Mançu’dan çıkan
                  Konurbay’ın kim olduğundan habersiz. Bu Konurbay’ı Kırgız değil, bütün
                  Çin Maçin tanıyor. Bu Konurbay’ın kim olduğunu ona tanıtacağım.” Böyle
                  konuştuktan sonra Konurbay Han askerleri arasına atını sürdü. Ordu ha-
                  rekete geçti. Bütün ihtişam ve azameti ile Talas sınırına geldi ve karargâhı-
                  nı kurup askerlerine, “Görüyorsunuz kark diyen karga yok. Duyurmadan
                  baskın yapınız. Manas’ın yetimini evinde yakalayıp bağlayınız. Gafil yatan
                  Kırgızların mal mülkünü yağma ediniz.
                     Casuslarımın getirdikleri bilgiye göre Kırgız alpları arasında birlik yok-
                  muş. Gönül açan haberler aldık. Semetey’in en yakın arkadaşı Külçora Alp
                  Semetey’e darılıp ondan ayrılmış. Bu haberden anlaşıldı ki Burkan bakşı*
                  bize yardım ediyor. Burut’un ocağını söndürüp evlerini, çadırlarını baş-
                  larına yıkacağım. Burut’u Talas’tan götürüp savuralım...” Böyle konuşup
                  Konurbay gece yarısı, habersiz yatan Kırgızların obalarına, kurganlarına
                  hücuma geçti, çıkış yollarını kapadı. Her taraftan tüfek sesleri yükseliyor-
                  du. Semetey gaflet uykusundan uyandı, durumu derhâl kavradı: “Acaba,
                  kırk yiğidim düşmanın eline mi düştü? Tanrı’dan istediğim düşman ka-
                  pıma geldi fakat Tayburul da elimde yok. Aziz ağam Han Bakay akıntı
                  ve ızdırap içinde kaldı mı? Bana darılıp giden Külçora Alp Konurbay’ın
                  elinde can verdi mi yoksa Konurbay’ın hizmetine girip onu buraya o mu
                  getirdi?” O sırada Kalmuk askerler; Semetey’in kurganına saldırıyorlar fa-
                  kat bir türlü içeri giremiyorlardı. Konurbay saraya doğru saldırmakta, ateş
                  açmakta devam ediyordu. Bu gürültü patırtıyı duyan Bakay Alp “Başımıza
                  bir felaket geldi. Habersiz yatan erlere Konurbay’ın baskın yaptığını
                  ilan etmeli.” diye konuştu. Orada bulunan Külçora Bakay’a dert yandı:
                  “Ağabeyim, sırrımı sana anlatayım. Semetey’in Çaçıkey’i benim Ayçörek’le
                  seviştiğimi dedikodu yapmış, onun sözlerine inanan Semetey bana hakaret


                  154 • MANAS DESTANI
   150   151   152   153   154   155   156   157   158   159   160