Page 111 - Çocukluk
P. 111
— Ha şöyle, ha şöyle, ha şöyle! diye antreden takdir
edici bir ses duyuldu.
Büyük annemin bir hususiyeti vardı; zamirin ikin-
ci şahıs tekilini, cemi şeklinde kullanarak belli haller-
de ve belli bir eda ile insanlara ait düşüncelerini ifade
ederdi. Herkesten ayrı olarak sen ve siz zamirlerini
tersine kullanmasına rağmen sesinin ahengi bambaş-
ka bir mâna alırdı, Genç Prens ona yaklaşınca; O, siz
diyerek birkaç kelime konuştu ve kendisine o kadar
tiksinerek baktı ki, onun yerinde olsaydım yerin dibine
geçerdim; fakat Etyen’in böyle bir çocuk olmadığı bel-
liydi. Büyük annemin muamelesine değil, şahsına bile
hiç aldırış etmeden misafirlere, zarif bir şekilde değilse
de serbestçe selâm verdi: Bütün dikkatim Soniçka’da
toplanmıştı. Salonda Volodya ve Etyenle konuşurken,
Soniçka’yı görebildiğim, onun da bizi görüp işitebildi-
ği bir yerde olduğum zaman seve seve konuştuğumu
hatırlıyorum. Düşüncelerime göre gayet gülünç ve er-
kekçe söz söylerken bunu daha yüksek bir sesle söy-
lüyor, misafir odasındaki kapıya bakıyordum. Misafir
odasından bizi göremiyeceği ve işitemiyeceği bir yere
geçtiğimiz zaman ben susar ve artık konuşmaktan bir
zevk duymazdım.
Misafir odası ve salon, gelenlerle yavaş yavaş dolu-
yordu. Bunların arasında daima çocuk balolarında ol-
duğu gibi dans etmek ve eğlenmek fırsatını kaybetmek
istemiyen, fakat sanki, ev sahibinin hoşuna gitmek için
gelmiş gibi görünen birkaç büyük çocuk da vardı.
110 • ÇOCUKLUK