Page 153 - Çocukluk
P. 153
de Natalya Savişnayı herkes seviyor ve sayıyordu; bu-
nunla beraber, o hiç kimse ile dostluk peyda etmediği
gibi bununla da övünürdü. Efendilerinin itimadını ka-
zanmış, eşya dolu bu kadar sandığın ve evin idaresi
elinde iken, bir kimse ile arkadaşlığın kendisini mutla-
ka riyakârlığa ve fena göz yummalara sevk edeceğini
zannediyordu. Bunun için, belki de diğer adamlarımız-
la bir hususiyetleri olmadığından herkesten uzaklaşı-
yor ve evde hiç hısım akraba olmadığını, efendilerin
mülkü için hiç kimseye göz yummıyacağını söylerdi.
Saf dualarında hislerini Allaha açarken teselli arar
ve bulurdu; bazan, hepimizin yaşadığımız hazin da-
kikalarda, bizim için en büyük teselli, göz yaşları ile,
bir başkasının dertlerimize ortak olmasıdır ki, böyle
bir anda Natalya Savişna yatağına, ellerini yalıyan, sarı
gözlerini yüzüne diken, köpeğini alır, onunla konu-
şur, onu okşarken sesiz sessiz ağlarmış. Moşka acı acı
ulumağa başladığı zaman onu teselli etmeğe çalışıyor:
“Yeter, sen olmasan da ölümünün yaklaştığını biliyo-
rum” dermiş.
Ölümünden bir ay evvel sandığından beyaz patiska,
tülbent ve pembe kurdelâlar çıkarıp, yanındaki kızın
yardımı ile kendisine bir beyaz entari ve başlık dikmiş,
cenazesi için lâzım olacak her şeyi en ince teferruatına
kadar düşünmüş ve emirler vermiş. Hem de efendile-
rinin sandıklarını tanzim edip, fevkalâde muntazam
bir liste yaparak kilerciye teslim etmiş. Büyük annemin
hediye ettiği şalı, iki ipekli entariyi, eskiden tamamiyle
152 • ÇOCUKLUK