Page 105 - Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitimi Kuruluşlar ve Tarihçeler
P. 105

88

           ve  sair   vüzeradan  bir  nice  tabaka  yukarıdır  ve  tesaddur
           dahi  ederler.,,
               3 9 -   “Ve  sahn  Mollaları m akam -ı  mevleviyyettedir.  Anlar,
           cümle  Sancak  Beylerine  tasaddur  ederler.»
               4 0 —  “Dahil  Müderris  ve  Hariç  Müderris  dahi  Makam*ı
           Mevleviyyettedir  ve  Hariç ve  Sahan  ve  Dahil  ellişer  akça  ile
           olur.  Hâliya  bina  eylediğim  Medaris*i  Aliye’ye  Sahn  deyu
           isim  konulmuştur.  Sahndan  beşyüz  akça  ile  Kadılığa  vusul
           bulur  ve  Ayasofya  Medresesinden  dahi  kezalik  böyle  vusul
           bulunur.»
               41  -   “Ve  iptida  yeni  Mülazim  yirmi  akça  Medreseye,
           andan  yirmi  beş,  andan  otuz,  andan  otuz  beş,  andan  kırk,
           andan  kırk  beş,  andan  elli  akçaya  vasıl  olur.  Elli  akça
            Müderris  cümle  Ağaların  üstüne  oturur.  Sahna  vardıktan
           sonra  beş  yüz  akça  Kadı  olur.  Andan  Kadıasker  olur.»
               4 2  —  “D ar-üs-  Saltanatım  Kadısı  Beğlerbeğilerle  beraber­
           dir.»
               4 3   -   “Ve  İç  İlde  yirmi  akça  Müderris  Kadı  olsa  kırk
           beş  akça  ile  olur».
                Vakfiyede de  Müderrislerden  başka  Muidlere  ve  Medrese
            hizmetlilerine    verilecek  akça  miktarı  ayrıca  gösterilmiş
           bulunuyor.
                Fatihten  sonra,  olguçu  bilimlere  karşı  gösterilen  ilgi  bir
            süre  daha  devam  edebilmiştir.  Ancak  dinsizlik  iddiasiyle  bir
            Meclis  tarafından  yargılanma  altına  alınan  Molla  Lûtfi  hak­
            kında  çoğunluklu  ve  bir  Fetva  ile  verilen  ölüm  kararını
            Padişah  ikinci  Beyazıdın  onamak  zorunda  kalması,  her
            yönden  acıklı  bir olay  olarak  belirir.  Molla  Lutfi  hakkındaki
            bu  karar  uygulanmıtır  da.  (1494).      On  yedinci     yüzyıllın
            başında  da  ( 1 6  0  1 ),  Müderris  Sarı  Abd-ür -  Rahman,  gene
            böyle  bir  sanıklıkla  yargılanarak  ölüm  cezasına  uğartılmış
            ve  öldürülmüştü.      Batı  dünyasında  da  bir  yıl  önce  Filosof
            Giordano  Bruno  yakılmıştı  (1600).
                On  beşinci  yüzyılla  on  altınıcı  yüzyıl  içinde  Osmanlı
            Devleti   alabildiğine  genişlemiş  ve  kuvvetlenmiş,  ancak  on
            altıncı   yüzyıllın   ikinci   yarısında  (  1579  )  duraklamaya
            başlamıştı.  Bu  iki yüzyılda zaman  zaman  bilimce de  gelişme­
           ler  olmuş,  bilim  tarihinde  iz  bırakan  kimseler  de  yetişmişse
            de  maarif  alanındaki  bu  yürüyüşler;  batı  dünyasının  o  yüz­
   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110