Page 80 - Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitimi Kuruluşlar ve Tarihçeler
P. 80
6ü
Bütün bunlardan, ilk Medreselerin Arap olmıyan Devlet
adamları tarafından kurulduğu anlaşılıyor. Halife Me’munun
Horasan’da valilikte bulunduğu sırada orada veya Nişabur’da
bir Medrese yaptırdığından da bahsoiunmuştur. Ancak bu
doğru sayılsa bile o Medresede Arap memleketlerinin dışında
ve Araplardan başkası için yapılmış demektir. Bir de Halife
olduktan sonra bilim işlerine o kadar önem veren ve Arap-
çaya yabancı dillerden birçok kitaplar çevirten Me’mun gibi
aydın bir hükümdarın Bağdat’ta niçin bir medrese yaptır
madığını düşünmek gerektir.
Doğunun Medreselerine karşı Fatımiye Devletinin eğe-
menliği altındaki memleketlerde de «Dar ül ilim» denilen ku
rumlar vardı. Bunlar, Şiilik için birer propaganda merkezi
olarak da kullanılıyordu.
Selçuk idaresinde de Arapça bilim dili olarak kaldı.
Ancak konuşma dili Türkçeydi. Bundan başka S^l-
çukler zamanında Türkçeye bütün İslâm dünyasında
büyük bir önem verilmekteydi. Kâşgarlı Mahmudun
(1074) te Bağdat’ta yazdığı «Divanü Lûgat-it-Türk» adlı kita
bıyla, müslümanlar arasında Türkçenin yayılması ereği gü-
dülmüştü. Harzemşahlar Devleti devrinde de Türkçe, bilim
ve edebiyat yönünden önem kazanmakta devam etti.
Türkçe öğrenimini kolayiâştırmak ve yaymak için ayrı ayrı
tarihlerde (Kitabü Cevahir-ün-nahv fi lûgat-it-Türk), (El idrâk bi
lisan il-Etrâk), (Hilyet-üMisan ve hilbet-ül-beyan), (Elkavanin-
ül-Külliyye).. gibi birçok eserler daha yazılmıştır.
Cengiz istilâsı, ilkin bilim ve sanat hayatını ezmişti. An
cak istilâ ve savaş devri geçtikten sonra Türk-M oğol hü
kümdarları içinde bilime ilgi gösterenler belirmeye başladı.
Meraga rasathanesi bunun bir örneğidir. Türk-Moğol İmpa*
ratorluğu içinde İslâm dini yayılıp yerleşince hükümdarlar,
büyük Medreseler yaptırdılar. (Cami - üt-Tevarih) adlı ünlü
tarih kitabı yazdırıldı. Çince’den eserler çevrildi. Budacılık
ve İslâm uygarlıkları arasında bir dokunuşma oldu. Türk
edebiyatı gelişmekte devam etti.
Eyyubi ve Memlûkler Devletlerinde de Maarif işleri,
uygarsal gelişmelere göre toplum içinde yine yer almıştı.
Anadolu Selçukileri zamanında da, özel olarak on ikinci
yüzyılın ikinci yarısından başlıyarak her tarafta Medreseler