Page 33 - Türkiye'de Eğitim Bilimleri Tarihi Üzerinde Bir Araştırma
P. 33

I.  KISIM
                           TARİHSEL  BİR  ÖZET
          I  - ÖĞRETM EN OKULLARI AÇILM AZDAN ÖNCE TÜRKLERDE
            EĞİTİM BİLİMLERİ İLE İLGİLİ ANLAYIŞ
             Eğitimin  laik  ve  bilimsel  bir  nitelik  kazanmaya  başlaması,  Tan­
         zimat  m  başlarında  rüştiyelerin  ve  öğretmen  okulunun  açılması  olarak
         kabul  edilebilirse  de;  bundan  önce  de,  kendini  törelerde,  geleneklerde,
         atasözlerinde  ve yetiştirdiği ünlü  kişilerin eserlerinde  belli  eden  bir eği­
         tim  anlayışı  vardır.  Araştırmamıza  bir  başlangıç  olarak,  bunlardan  bir
         özet sunmak gerekli olmuştur.
             1.  Eski Türklerde ve Selçuklularda Eğitim   Anlayışı:
             Eski  Türklerde  eğitim,  çocukta,  doğa  koşullarına  bağlı  ve  bununla
         etkileşim  içinde gerçekleşiyordu.  “Hayat  içinde,  hayat  için eğitim” fikri
         egemendi.  Kişi, doğanın  içinde  sürü  besleyerek,  atlı  göçebe yaşamı ya­
         şayarak,  savaşçı  bir  toplum  içinde  varlıklarını  devam  ettirecek  bir  bi­
         çimde  eğitim  görüyordu.  Hayat  için  gerekli  olan  bilgi,  beceri  ve  alış­
         kanlıklar,  bu  yolla  kazanılıyordu.  Eski  Türklerden  kalan  yazılı  belgeler
         fazla yok  ise  de,  Orhun  Anıtlan’ndan  anlaşıldığına göre,  o  zamanlarda
         l urk ulusunun ve Türk yurdunun özellikleri tanıtılarak, bunun devam et-
         nrılmesı  için, ulusal tarihlerinden yararlanmışlardır. M.S.  8. yüzyılda di­
         kildiği  bilinen  Orhun  Anıtlan’nda  şöyle  deniyor:  “Türk  halkı,  eski  ba­
         ğımsızlığını  ve  ülkesini  hatırlayarak,  Çinlilerle  savaşa  girişti.  Tanrı  da
         Türk  Milleti’nin  var  olmasını  diliyordu,  llteriş  Han  ve  karısı  Eibilge
         Hatun,  17  kişi  ile  işe  başladılar.  Sonunda  Çinlileri  yendiler.  Erlileri
 h    -  e sız,  hakanhlan  bakansız  kodular;  dizlilere  diz  çöktürüp,  başlılara  bas
         eğdirdiler....”(5)                                             ^

             745 de  Göktürk  Devleti’ni  yıkıp  onun  yerine  bir devlet  kuran  Uy-
         gurlar  da  kâtiplik,  bürokratlık  ve  danışmanlık  hizmetlerine  önem  ver­
         mişlerdir.  Bunlardan  kalan  bir şiirde  “bilgi”  ye önemli  bir yer ve değer
         verildiği  anlaşılıyor:  “Bilgili  insan  beline/Taş  kuşansa  kaş  olur/  Bil­
         gisizin yanına, altın konsa taş olur” deniyordu. 840 yılında bu devlet ba­
        ğımsızlığını yitirince, bunun yerine, yine başka bir Türk kavmi olan  Ka-
         rahanlılar devlet kurdu.

            Karahanhlar döneminde,  10. yüzyılda Türkler Müslüman oldular. Bu
        zamanda Türk gelenek ve kültürü ile İslâm gelenek ve kültürü birbiriyle

        (5)  Akyüz. Yahya, Türk EğiUm Tarihi, Ankara,  1989. s.  13.
   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38