Page 272 - Mevlana'nın Eğitim Görüşleri
P. 272
1
iradesini yerine getirirler . Bu nedenle iyi-kötü, dost-düşman gibi
kavramlar oldukça izafidir. Dost, düşman; düşman da dost olabilir. Bu
2
nedenle aşırılık insanı üzer, güç durumlar içine sokar . Mevlâna, sadece
Tanrı sevgisindeki, Tanrı dostluğundaki aşırılığı hoş görür; kendisi de
3
kendini sadece aşk ve sevgiyle dost olarak değerlendirir .
4
Sevgi ışıktır, gönüle gelen yeni ışıklarla artar . Ancak bu ışık
dışardan gelmez, gönlün kendisinden doğar. Aşığın gıdası olan ışık, gene
5
kendi içinden gelir . Đnsanın içinde sevgi ışığı yandı mı kendisi de
aydınlanır, geceleri de sabahlara döndürür; o ışıktan taşlar parça parça
6
olur, acılar tatlıya döner .
Bir mum yakılarak parlak güneşin önüne konulduğunda, güneş
ışıkları onu boğar, ışığı görünmez olur. Böyle bir durumda mum ışığı
hem vardır hem yoktur; ışığı belki görülmez ama üstüne bir şey tutsan
yanar, kendi kendini de yakarak bitirir. Âşık insanın ışığı da büyük aşk
ışığına karışınca yok olur gider. Irmak suyu denize ulaşıncaya kadar
dağları, ovaları dolaşır ve bu arada her zaman kendi varlığı ortadadır.
Ama denize ulaşınca artık ırmak suyu yoktur, deniz suyundan ayrılmaz o.
Bir şey arandığı sürece, bir şey eksik olduğu sürece "aramak” işi vardır;
fakat aranan bulundu mu, istenen geldi mi "arayış” da biter. Aşk da,
7
ulaşılamadığı, arandığı sürece böyledir .
Yeryüzünde ve gökyüzünde, daha önce hiç görmediğimiz yeni
renkler çıkıp durmada, çünkü rengin temeli renksizlik, şeklin aslı
şekilsizlik, harfin özü harfsizliktir. Bu bakımdan âşık da, sevgili de
insanın kendisidir; ama insan, zaten kendisinde olan bir şeyleri arayıp
duruyor. Başkalarından gizlediği kendi benliği. Đnsan, kendi özünü
8
kendisinden bile gizliyor, kendi ışığını kat kat örtülerle bastırıyor . Đnsan
istese de bu içindeki ışığı kendi yakamaz; o ışık yüce Tanrı tarafından
yakılır ve bundan sonra insan şaşırır, âşık olur. Bazen uçup Tanrı katına
gitmek ve bu uçuşta kendisine mâni olan bedeni yok etmek ister, bazen
Tanrı'yı kendi içinde duyup "Ben Tanrı'yım” vecdine geçer. Hâsılı aşk
ışığının verdiği ateşle insanın birçok değişik şeyler yaptığı görülür ve
9
Mevlâna, bunları mazur görür .
Sevgilinin aslı ışık olduğu gibi, akıl da bir parça ışıktır. Ama aşk
kasırgasına karşı akıl, ancak bir sivrisinekçik olabilir. Aşk, aklı anında
yakıp kavurur; tıpkı Sidre'nin ötesine geçen Cebrail'in, o tümden aşk ve
10
sevgi sahasında yanacağını söylediği gibi . Sevgi ortamı, her türlü
1
Fîhi Mâfih. s.214-215.
2
Mesnevi. 2/2149-2152.
3
Dîvan-ı Kebîr, cilt 3. s.400(3866).
4
Dîvan-ı Kebîr, cilt 3. s.424(4085).
5
Dîvan-ı Kebîr, cilt 5. s.417(5655).
6
Dîvan-ı Kebîr, cilt 5. s.424(5760-5763).
7
Dîvan-ı Kebîr, cilt 4. s.183(46. gazel).
8
Dîvan-ı Kebîr, cilt 5. s.425(5767-5768).
9
Dîvan-ı Kebîr, cilt 5. s.465(6365-6366).
10
Dîvan-ı Kebîr, cilt 5. s.272(3179-3182).