Page 175 - Anton Çehov'dan Seçme Hikayeler
P. 175
Cevap veren olmadı. Yalnız bir taraftan papazların pek
hafif bir sesle söyledikleri şarkı ile merdivenlerden çabuk ça-
buk çıkan birinin ayak sesleri geliyordu.
Krimov kendine geldiği zaman odada kimsecikler yoktu.
Sabah güneşi indirilmiş perde ile pencere kenarının arasın-
dan geçiyor, bir bıçak ağzı kadar ince, titrek, güzel ışınlar sü-
rahinin üzerinde oynuyordu.
Dışardan tekerleklerin gürültüsü geliyor, demek so-
kaklarda karlar erimiş. Teğmen ışınlara, aşina mobilyaya,
kapıya baktı, ilk iş olarak gülmeye başladı. Göğsü, midesi
tatlı, neşeli, gıdıklayan bir gülüşle titredi. Bütün varlığını,
dişinden tırnağına kadar, sonsuz bir mutluluk, bir yaşama se-
vinci duygusu kapladı. İlk insan yaratıldığı, ilk defa dün yayı
gördüğü zaman herhâlde böyle bir şey duymuştur. Krimov,
var kuvvetiyle hareket etmek, insan yüzü görmek, konuşmak
istedi. Vücudu hareket etmiyor, kımıldayan yal nız elleri ama
o bunu hemen hemen fark etmiyor, bütün dikkatini küçük
şeylere çeviriyor. Nefes alıp verişinden, gülmesinden sevinç,
sürahinin, tavanın, ışınların, perdede ki kordonun var olu-
şundan mutluluk duyuyordu. Bir yatak odası kadar küçük
bir yerde bile Tanrı’nın dünyası kendisi ne fevkalade güzel,
çeşitli, yüce görünüyordu. Doktor gel diği zaman teğmen,
tıbbın ne kadar faydalı, doktorun da ne kadar hoş, sevimli bir
adam olduğunu; bütün insanların da ne kadar iyi, ilgi çekici
olduklarını düşünüyordu. Doktor, arka arkaya:
‒ Avat, avat, avat, diyordu. Mükemmel, mükemmel. Ar-
tık iyileştin.
t ANTON ÇEHOV’DAN SEÇME HİKÂYELER