Page 36 - Manas Destanı
P. 36

kızmıştı. Kırk yiğidine küfrediyordu ve “Ey Kazak-Kıpçak beyleri bu herif
                  nereden çıktı? Misafir gelen gitmez mi? Gitmezse eceli gelmez mi?” diyerek
                  bir sürü hakaret eden sözler sarf etti. Almambet, “Kimi kastediyorsun?”
                  dedi. Er Gökçe “Kimi olacak? Kazaklar içine giren bir serseri köleden bah-
                  sediyorum!” dedi. Almambet, “Bu sözleri söyleyen dostum sen Gökçe mi?
                  Bu hiddet, bu öfke nereden geldi? Sebebi ne? Hanım Gökçe açık konuş,
                  benden ne fenalık, ne gibi kusur gördün? Dilimden mi elimden mi fenalık
                  gördün? Hiçbir fenalık görmediğin hâlde böyle konuşuyorsun aklını başı-
                  na topla! Andımızı unuttun mu? Aydar Han oğlu Er Gökçe andını unutup
                  neler saçmalıyorsun? Yazıkım nedir? Söylesene!
                     Almambet’i kıskanan beyler ve alplar onu hanın gözünden düşür-
                  mek için ellerinden geleni yapmışlardı. “Bu Kalmuk’u gözümden uzak-
                  laştırınız!” diye bağırdı fakat bu işi yapmaya kimsede cesaret yoktu.
                  Yine Almambet konuştu: “Han’ım Gökçe, senin yatağını basacak olsam
                  ben dünyada iyilik bulabilir miyim?” Er Gökçe, “Git deseniz it gider,
                  Almambet Kalmuk neden gitmiyor?’“ diye bağırıyordu. Akerkeç yine Er
                  Gökçe’ye yalvararak: “Gökçe alp sana ne oldu? Aklını, anlayışını nerede
                  kaybettin? Almambet sana ne kıldı? Tozmuş, dağılmış kalabalığı toplayıp
                  il kıldı. Gelinlere kıymetli kumaşlar giydirdi, yurt-halk faydasını gördü,
                  kimseye zararı dokunmadı. Bütün milletin düşmana karşı siperi oldu, kut,
                  servet getirdi... Arslan Almambet’le böyle konuşmak sana yakışır mı? Nasıl
                  sıkılmadan ona hakaret ettin?”

                     Er Gökçe’nin sarhoşluğu devam ediyor, durmadan Almambet’e ve ka-
                  rısı Akerkeç’e küfür ediyordu. Almambet ayağa kalkıp gitmeye hazırlanır-
                  ken Er Gökçe “Öldürün!” diye bağırdı fakat Almambet kılıcını kınından
                  çekti, eline alıp etrafına baktı. Kimse el kaldıramadı. Almambet misafir
                  bulunduğu şahane çadıra geldi. Burada yine Akerkeç Hatun’u buldu. O
                  “Er Gökçe’nin sözlerine bakma, sarhoşluk ve düşmanların tahriki ile böyle
                  bir harekette bulunmuştur. Onun kusuruna bakmayınız. Aklı başına gel-
                  dikten sonra pişman olacak ve sizden özür dileyecektir.” diye kalması için
                  yalvardı fakat Almambet Akerkeç’le vedalaştı ve “Kaderimde Tanrı’nın yaz-
                  dığını göreceğim. Onun yazısını kimse değiştiremez.” diyerek atına bindi.
                  Akerkeç “Yolun açık olsun! Manas’a gitmeni tavsiye ederim.” dedi.
                     Almambet gittikten sonra Er Gökçe’nin aklı başına geldi, yaptığı işinin
                  hata olduğunu, Almambet’in düşmanlarının kendisini hile ile sarhoş yap-
                  tıklarını anladı, gözü yaşardı.

                     Arkasından  adam  gönderdi  ise  de  bulamadan  döndüler.  Almambet,
                  ünlü alp Manas’ın karargahına doğru yol almıştı.

                                                                  MANAS DESTANI • 35
   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41