Page 183 - Mevlana'nın Eğitim Görüşleri
P. 183

düşüncelerle uğraşıyoruz demektir; ama diyelim ki dış şekilleri yendik,
                        onları  üreten  düşünceleri  yenmeyince  savaş  devam  eder.  Bu  bakımdan
                        tasavvufta, dış evrenle savaş "küçük savaş", insanın kendi içindeki kötü
                                                                           1
                        düşüncelerle savaşı da "büyük savaş" olarak nitelenir .

                               Bu savaş insanın olgunlaşması, pişmesi, kendinden kaynaklanan
                        kötülükleri  yenmesi,  "kendinden  kurtulması"  savaşıdır.  Đnsan  bu  savaşı
                        kazanınca Tanrı’nın ışığına karışır, onun gibi âletsiz iş görmeye, sözsüz
                                                            2
                        konuşmaya  ve  ders  vermeye  başlar .  Sözsüz  sesler,  gönül  dağlarında
                        yankılanır,  güçlenir,  çoğalır;  o  sesler  gönüle  damga  vurur.  Ama  bu
                        düzeye  ulaşmayınca  gönül  dağında  yankılanan  seslerin  kaynağından
                        sesler kesildi mi, o dağın herhangi bir toprak ve taştan farkı kalmaz.

                               Gönüldeki düşünceler oluktan akan suya benzer; bu akışın sürekli
                        olması  için  devamlı  yağmur  yağması  gerektiği  gibi,  gönüldeki
                                                                                        3
                        düşüncenin de devamlı olabilmesi için Tanrı'dan gelmesi gereklidir .

                               Tanrı  düşüncesinin  nesnelere  ve  olaylara  hâkimiyeti  o  kadar
                        akıcıdır ki, insan düşüncesi sadece hayret ve şaşkınlık içinde kalır. Çünkü
                        hiç ummadığı yerde, hiç ummadığı kaynaklardan öyle olaylarla karşılaşır
                        ki, kendi ümit ve düşüncelerinin hiç bir işe yaramadığını, ne kadar âciz
                                      4
                        kaldığını görür .

                               Mevlâna  bazı  noktalarda,  insanın  Allah'tan  başka  bir  şey
                        düşünmemesi gerektiğini, çünkü ondan başka her şeyin bir hiç olduğunu
                               5
                        savunur .

                               Mevlâna'ya  göre,  gönül  için  her  iki  dünya  da  sadece  birer
                        penceredir.  Beden  yeryüzünde  olmasına  rağmen,  gönül  evrenler  içinde
                        dolaşmaktadır.  Peygamberimiz,  "Ben  düşüncelerden  yüceyim,  çünkü
                        düşüncelerden  geçtim,  onların  dışına  ulaştım,  düşünceye  buyruk
                        yürütüyorum.  Benim  nazarımda  düşünce  bir  yapıdır,  ben  onun
                        mimarıyım.  Ben,  yücelerden  uçan  bir  kuşum,  düşünce  ise  bir  sineğe
                                             6
                        benziyor", demektedir .

                               Mevlâna bir gazelinde,

                                              “Düşünceyi yaratandan başka hiç bir düşünceye
                                              kapılma;  ekmek,  yemek  kaygısı,  düşüncesi  mi
                                              daha iyidir, sevgilinin kaygısı, düşüncesi mi?

                                              Allah'ın  yeri  bu  kadar  genişken  ne  diye  şu
                                              hapishaneye     yamanıp      kaldın?    Düşünce


                        1
                         Fîhi Mâfih.s.90-91
                        2
                         Mesnevi. 2/1320-1345
                        3
                         Mesnevi. 5/2491-2495
                        4
                         Mesnevi. 6/4195-4235
                        Mevlâna'nın Rubaileri. s.276(1334)
                        5
                         Mesnevi. 1/1736-1739
                        6
                         Mesnevi. 2/3657-3669
   178   179   180   181   182   183   184   185   186   187   188