Page 278 - Mevlana'nın Eğitim Görüşleri
P. 278

4.2. Aşkın gücü ve âşıkın hali

                               Âşık,  hiç  kimsenin  öğüdünü  dinlemeyen,  hiç  kimsenin  önüne
                        geçemediği  bir  güçtür.  Aşkın  verdiği  zevk  ve  coşkunluk  âşık
                        olmayanlarca  bilinse  ve  tadılsa  idi,  o  kişiler  bir  an  bile  vakit
                        kaybetmeden  aşka  koşarlardı.  Đnsanın  bedensel  sevgiler  için  bile  neler
                        feda ettiği göz önüne alınırsa, Ferhat'ın, Mecnûn'un durumu açık olarak
                        anlaşılır.  Bütün  evren  bir  bakıma  âşıktır,  gökleri  döndüren  aşktır.  Her
                        toprağa,  her  gönüle  Tanrı  sevgisi  ve  aşk  üfledikçe  ihtiyaçlar  ortaya
                        çıkmakta,  olaylar  olmakta,  yeni  varlıklar  oluşmaktadır.  Sevginin  bu
                                                                                1
                        gücünü bilen kişi gönlünü Tanrı sevgisinden ayırabilir mi?

                               Gök  bile  Tanrı  aşkından  sarhoş  olup  dönüp  dururken  insan  bu
                        güce  karşı  nasıl  dayanabilir?  Evrendeki  her  şey  gibi  gönül  de  aşkın
                                                                                             2
                        nefesiyle  feryat  etmekte,  baştanbaşa  aşk  ile  kuşatılmak  istenmektedir .
                        Aşk,  Mevlâna'nın  gözünde,  kâfirliğe  bile  iman  bağışlar,  küfrün  bile
                        imanını arttırır.

                                              “Aşkın  ağzı  olsaydı  bütün  dünya  bir  lokma
                                              olurdu, aşkın kapısı olsaydı, padişahların canlan
                                                                       3
                                              o kapıda bekçilik ederdi."

                               Aşka  karşı  düşünce,  gerçek  sabaha  karşı  yalancı  sabah  gibidir.
                        Aşk gelince, onun huzurunda düşünce ölür. Nefis ve haset insanlar için
                        ayıplar  aynasıdır;  buna  karşı  aşk  ve  istek  tecelli  aynasıdır,  her  şey  o
                                          4
                        aynada ortaya çıkar .

                                              “Güneşten  de  üstünüm,  güneşten  de  aydın;  ruh
                                              zerreleri önümde oynamada, zikretmede; hepsi de
                                              inciler saçan tapıma yönelmiş

                                              Dünya     pervane    gibi   ışığının   çevresinde
                                              dolanıyor; ona bir ışıktır yolluyorum, kanatlarını
                                              yakıp yandıran da benim.

                                              Bu  şahrem  şahrem  yarılıp  parçalanan,  anlatışa
                                              sığmayan aşk, halvettir; aşkı anlamak istiyorsan
                                                                              5
                                              gel de huzuruna götüreyim seni."

                               Đnsanın  gönlünde  olanı  aşktan  gizlemesine  gerek  yoktur.  Eğer
                        gönülde  şüphe  de  varsa,  bu  aşktandır,  iman  da  varsa  aşktandır.  Derdin
                        içinde de aşk vardır, dermanın içinde de. Bu nedenle insanın aşka karşı
                        kendini gizlemesine, başka gibi göstermesine gerek yoktur. Aşk bu kadar


                        1
                         Dîvan-ı Kebîr, cilt 1. s.60(38. gazel).
                        2
                         Dîvan-ı Kebîr, cilt 1.s.156(1477-1491).
                        3
                         Dîvan-ı Kebîr, cilt 1. s.209(1979).
                        4
                         Dîvan-ı Kebîr, cilt 1. s.240(2250-2258).
                          Dîvan (2).s.315(4037).
                        5
                         Dîvan-ı Kebîr, cilt 1. s.290(2683, 2685-2686).
   273   274   275   276   277   278   279   280   281   282   283