Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Bir olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız. Kardeşliğimizi pekiştireceğiz. Çocuklarımızı zenginlik olarak göreceğiz. Birbirimizi tehdit olarak görmeyeceğiz. İnşallah bu uzun medeniyet yarışında el ele, birlikte Türkiye´yi daha ileriye taşıyacağız. Ben öğretmenlerime güveniyorum." dedi.
Eğitimin temelinin sevgi olduğunu dile getiren Yılmaz, "Severseniz işinizi yaparsınız. Size emanet edilen ülkemizin geleceğidir. Size emanet edilen nedir? Evlatlarımızdır. Bir ailenin en değerli varlığı evlatlarıdır. Aileler evlatlarını size teslim ediyor, size emanet ediyor. İşte size emanet edilenlere, hem de ailelerin en değerli varlıkları evlatlarına, sizin kendi evladınıza nasıl davranılmasını istiyorsanız, öyle davranmanızı istiyorum." diye konuştu.
Öğretmenlerin öğrencilerini muhatap almaları ve öğrencilerine değer vermeleri gerektiğinin altını çizen Yılmaz, şunları kaydetti: "Kendi evladınıza bir kralın oğlu, bir bakanın oğlu veya valinin oğlu gibi davranılmasını istersiniz, değil mi? Belki ondan daha iyi. Çünkü evladınız üzerinde çok büyük emeğiniz var. Emek o şeyi değerli kılıyor. Bir başkasının oğlu size teslim edildi. Bilin ki o evlat da kendi annesinin, babasının gözünde bir kraldan daha fazla değerlidir, bir bakandan daha fazla değerlidir. Onu muhatap almanızı rica ediyorum. Muhatap almak önemlidir. Muhatap alırsanız, kendinize denk görürsünüz. Muhatap almazsanız çocuk görürsünüz. İdeal olanı size emanet edileni muhatap almanız." Eğitime giden yolda öğretmenlerin çok şey öğretebileceklerini ama önce öğrencilerinin kalplerini fethetmeleri ve sevgiyi öğretmelerinin önemine işaret eden Yılmaz, öğretmenlerin öğrencilerine sevgiyi aşılaması gerektiğini vurguladı.
Yılmaz, öğretmenlerden, internet ve bilgi çağında öğrencilerin ihtiyaçlarına karşılık verebilmeleri için kendilerini devamlı yenilemelerini isteyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Hiç kırmadan, gücenmeden, usanmadan her gün kendimizi yenilememiz lazım ki onun ihtiyaçlarına karşılık verelim. Bilin ki Türkiye´nin geleceği sizlersiniz, sizlerin elindedir. Bilin ki Türkiye´nin geleceğinin mimarları, o öğrencilerimiz sizlere emanettir. Emanete sahip çıkarsanız, inşallah Türkiye´nin yarını, bugünden aydınlık olacaktır. Gerçekten iyi bir yoldan gidiyoruz. Bunu canı gönülden söylüyorum. İnanmadığım hiçbir şeyi söylemedim. Türkiye her alanda iyiye gidiyor, eğitim de iyiye gittiği alanlardan biridir. Bunda da en büyük pay öğretmenlerimizindir."
"Sıkıntıları çözebilmek lazım"
18 milyon öğrencinin hiçbirinin eğitim sürecinin dışında kalmasını istemediklerini ifade eden Yılmaz, "Bir kimse okula gelmiyorsa, ´niye gelmiyor´ diye evine gidilebilmesi lazım. Varsa bir sıkıntısı çözebilmek lazım. Hamdolsun, öğretmenlerimiz, kalpleri fetheder, konuşur. Ama bazı problemler kendi imkanları dahilinde çözülmeyebilir. Ama valiye iletilebilir. Vali çözemezse, merkeze, bize iletilebilir. Problemi inşallah çözebiliriz. Çözemezsek Başbakanımıza veya Cumhurbaşkanımıza gider." dedi. Bakan Yılmaz, Türkiye´nin çözülemeyecek hiçbir problemi olmadığını söyleyerek "Bir olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız. Kardeşliğimizi pekiştireceğiz. Çocuklarımızı zenginlik olarak göreceğiz. Birbirimizi tehdit olarak görmeyeceğiz. İnşallah bu uzun medeniyet yarışında el ele, birlikte Türkiye´yi daha ileriye taşıyacağız. Ben öğretmenlerime güveniyorum. Çalışma arkadaşlarımıza güveniyorum." ifadelerini kullandı. Öğretmenlere "Bir kanaat önderine sormuşlar, ´Sevgi ile aşk arasında ne fark vardır´ diye. Demiş ki eğer heyecan varsa bunun adı aşktır, heyecan yoksa bunun adı sevgidir" ifadesini aktaran Bakan Yılmaz, "Eğitimde aşkınız, heyecanınız bitmesin diyorum. Bu aşk, bu sevgi bizi 21´inci yüzyıla taşıyacaktır." diye konuştu.
"Manevi değerler öğretilmeli"
Programda, 15 Temmuz darbe girişiminde gazi olan öğretmen Abdulaziz Güven de bir konuşma yaptı. Bu sene Öğretmenler Günü´nün şehit yakınları ve gaziler için hüzünlü, bir o kadar da gurur verici olduğunu söyledi. 15 Temmuz´dan sonra öğretmenlerin sorumluluğunun arttığını kaydeden Güven, "Artık okullarımızda sadece fenni ilimler öğretilerek, kutsal değerlerimizin ihmal edilmesinin ne gibi sonuçlar doğurduğu hepimizin malumudur. Yeni nesillere ortak bir kültür oluşturulabilmesi için manevi, kültürel, tarihi değerlerimizin okullarımızda azim ve kararlılıkla tüm derslerde, en güzel şekilde aşılanması hayati bir zorunluluk haline gelmiştir." dedi. Güven, devletin öğretmenlere yüklediği hayati mesuliyeti layıkıyla yerine getireceklerine inancının tam olduğunu vurguladı.
Emekli öğretmen Ahmet Göktaş da öğretmenliğin zor ve kutsal bir meslek olduğuna dikkati çekerek "Kendine güvenen, hür ve bilimsel düşünceye sahip, öğrenmeyi hayat boyu devam eden bir süreç haline getirmiş ve özgür iradesini kullanan insanlar yetiştirmek öğretmenlerin en büyük görevidir." ifadesini kullandı.
Bakan Yılmaz, programın sonunda bu yıl emekli olan öğretmenlere "Hizmet Belgesi" takdim etti.