Page 55 - Mevlana'nın Eğitim Görüşleri
P. 55

çekememiş  ve  oğullarına,  bu  kişinin  tuzağa  düşürülmesini  emretmiş.
                        Şeytanın  oğullarından  biri,  "Buna  kurulacak  en  iyi  tuzak,  kadın
                        tuzağıdır"  demiş;  "çünkü  diğer  bütün  tuzaklar  tek  taraflı  olur,  kadın
                        tuzağı  ise  çift  taraflı.  Aradaki  sevgi,  duvarı  iki  yandan  birden  delmek
                        gibi,  hırsıza  içeriden  kapı  açmak  gibi  kolay  olur."  Bunun  için  güzel,
                        akıllı, soylu, işveli bir kadın aramış ve ülkenin padişahının kızında karar
                        kılmış.  Kızın  beynine  girerek  onu  hastalandırmış,  bir  tabip  kılığına
                        girerek onun Barsîsâ'ya götürülmesini tavsiye etmiş, kız kısa sürede iyi
                        olup  tekrar  babasının  yanına  dönmüş.  Ama  çok  geçmeden  kız  tekrar
                        hastalanmış  ve  Barsîsâ'nın  yanında  bir  süre  kalması  gerekmiş.  Bu  süre
                        zarfında  Barsîsâ kızla buluşmuş ve kız gebe kalmış. Barsîsâ'yı bu olay
                        üzerine  düşünür  halde  bulan  şeytan,  ona,  tek  çarenin  kızın  öldürülerek
                        gömülmesi  ve  'iyileştiremedim,  öldü'  demek  olduğunu  tavsiye  etmiş,
                        ihtiyar  kişi  böyle  yapmış,  padişaha  da  böyle  haber  göndermiş.  Ancak
                        şeytan,  padişaha  da  kızın  hamile  kalıp  öldürüldüğünü  ve  gömüldüğünü
                        bildirmiş.  Padişah,  yaptığı  araştırmalardan  sonra  gerçeği  öğrenince
                        Barsîsâ'nın boynuna ipi takmış. Barsîsâ bir  yandan nefsine küfrederken
                        gene  yanına gelen ve her şeyi kendisinin yaptığını itiraf eden şeytanın,
                        onu  kurtarma  vaatlerine  kanarak  şeytana  başıyla  secde  etmeye
                        başlamıştır.  Bütün  bunlardan  sonra  şeytanın  cevabı  "Ben  senden
                                                             1
                        tamamıyla uzağım", şeklinde olmuştur .

                               Mevlâna'ya göre, insan su kuşudur, şeytan ise ateştir. Şehvet de
                        insanın  içinde  şeytandan  bir  parça,  söndürülmesi  gereken  bir  ateştir.
                        Ateşten  yaratılanlar,  topraktan  yaratılanların  düşmanıdırlar.  Şehvet,
                        insanın içine kadar girmiş olan bir ateştir. Dıştaki ateş su ile söner, fakat
                        şehvet ateşi su ile yatışmaz. Bu ateşten kurtulmanın tek yolu, ateşe odun
                        atmamaktır,  perhizdir,  şehveti  öldürmektir.  Şehvete  dalmadan  onu
                                                                                    2
                        bırakmak, boşamak gerekir: "şehvete batan bir daha çıkamaz” .

                               Şehvete kul olan vehme düşer, çünkü "akıl, şehvetin tersidir."

                                              "Bil  ki  her  şehvet,  şaraba,  afyona  benzer,  aklın
                                              perdesidir; akıllı onun elinden şaşırır gider.

                                              Yalnız  şarap  sersemlik  vermez;  şehvete  dair  ne
                                                                              3
                                              varsa, gözü de bağlar kulağı da."

                               Gönlün  şehvete  akışı,  insanı  kör  eder,  sağır  eder;  insan  ateşin
                        eline  düşer,  hayaller  kurar,  çirkinleri  güzel,  eğrileri  doğru  görmeye
                        başlar, fışkıyı bal görür... Daha sonradan utanç duyulacak bütün şeylerin
                                       4
                        temeli şehvettir .

                               Şehvet,  insandaki  cinsel  içgüdünün  aşırılaşmış,  haddini  aşmış
                        şeklidir, insanı hayvanlardan üstün yapan, ondaki akıl ve değerlendirme


                        1
                         Macâlis-i Sab'a. s.31 -35
                        2
                         Mesnevi. 1/3707-3710:2/1275-1277
                        3
                         Mesnevi. 4/3612-3613, 2301-2302
                        4
                         Mesnevi. 5/1365- 1394, 3879.
                          Dîvan-ı Kebîr, cilt 4. s.149(1340- 1346)
   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60