Page 107 - Anton Çehov'dan Seçme Hikayeler
P. 107
hayatında bu kadar büyük hakarete uğramamıştı. Onun gibi
tahsil terbiye görmüş, ince ruhlu bir öğretmen kızından şüphe-
lendiler, bir sokak kadını gibi eşyasını araştırdılar. Bundan daha
büyük bir hakaret düşünülemez bile. Şimdi, bu hakaret hissine
bir de korku eklenmişti. Ne olacak? Mademki şüphe ettiler,
o hâlde tutuklatabilirler, çırçıplak soyup arayabilirler. Sonra
caddelerde polislerin arasında götürebilirler. Soğuk, karanlık,
sıçan dolu bir hücreye kapatırlar, prenses Tarakonova’nın hüc-
resine benzer bir hücreye. Onu kim savunacak? Anasıyla ba-
bası taşrada, uzaktalar. Yanına gelmek için paraları bile yok.
Başkentte, yapayalnız boş bir tarla gibi yaşıyor. Dostu, ta nıdığı
yok. Ne dilerlerse onu yapabilirler. Maşenka titre yerek:
“Bütün yargıçlara, avukatlara koşacağım, diye düşün dü.
Onlara anlatacağım, yemin edeceğim, benim bir hırsız olma-
yacağıma inanırlar.”
Maşenka’nın yatak çarşaflarının altında, çamaşır sepe-
tinde, talebelik günlerinden kalma bir alışkanlıkla yemek
masasından alıp odasına getirdiği kurabiyeler vardı. Bu kü-
çük sırrının artık ev sahibi tarafından bilindiğini düşünerek
utancından kıpkırmızı oldu. Korkudan, utançtan, gördüğü
hakaretten kalbi hızlı hızlı atmaya başladı. Bu atış, şakak-
larına, ellerine, karnının içine kadar yayılıyordu. Maşenka’ya,
lütfen yemeğe buyursun, dediler. Gideyim mi, git meyeyim
mi, diye düşündü.
Saçlarını düzeltti, ıslak bir havluya yüzünü sildi, ye mek
odasına gitti. Yemeğe başlamışlardı. Masanın bir kenarın-
da, azametli, ciddi, kafası bir noktaya saplanmış bir hâlde
Fedosya Vasilyevna oturuyordu. Öbür başında da Nikolay
t ANTON ÇEHOV’DAN SEÇME HİKÂYELER