Page 163 - Azerbaycan'dan Masallar
P. 163

onun aklında. İki kardeş bu sırrın ne olduğunu öğrenebilmek için küçük
                  kardeşi her dakika takip edermiş.

                     Melik Cemşid Tüylüce’yi paltosunun yakası altına gizlemeyi düşün-
                  müş. Yakasının altına cep diktirmiş, Tüylüce’yi oraya koymuş. Bunlar ok
                  atmaya başlamış. Melik Cemşid’in bir dalgınlığı sırasında paltosunun cep-
                  lerini karıştırmışlar. Yakasını kaldırdıkları zaman orada bir cep olduğunu
                  görmüşler. Cebi karıştırınca bakmışlar içinden tüylü nesne çıkmış. “Ne
                  sır varsa galiba bundandır.” diyerek bu nesneyi alıp yanan ocağa atmışlar.
                  Ocağa attıkları sırada bir defa “cız” edip yok olmuş.

                     Kokusu Melik Cemşid’in nişanlısının burnuna gitmiş. Ondan sonra
                  kız kuş olup uçarak gitmiş. Melik Cemşid eve gelip bakar ki nişanlısı yok.
                  Anlamış ki bunun sebebi kardeşleri... Morali bozulmuş ve yatağının üze-
                  rine yıkılmış, bir hafta kendine gelememiş. Bir hafta sonra ayılmış. O,
                  giyinirken kızın, “Eğer bunu bir insan görürse ayağına demir çarık giyer-
                  sin, eline demir asa alırsın. Demir çarık belki dağılıp kırılabilir, demir asa
                  yere sürtünmekten aşınır ve kalır bir karış, o zaman belki beni bulabilir-
                  sin.” diye bir söz söylediğini hatırlamış. Kalkıp demircinin yanına gitmiş.
                  Bütün istediklerini yaptırmış ve parasını vermiş. Yola koyulmuş... Gözü
                  gördükçe, ayağı gittikçe gitmiş. Bilemiyorum kaç ay gitmiş. Gitiği yere
                  kadar gitmiş, demir çarıklar parçalanıp dağılmış, demir asa aşınıp bir ka-
                  rış kalmış. Bir gün akşamüstü ve sıcak bir havada içinden su akan derin
                  bir vadinin kenarına gelmiş. Orada oturup elini yüzünü yıkamış ve biraz
                  dinlenmek istemiş. Melik Cemşid yorgun olduğundan onu tatlı bir uyku
                  sarmış. Meğer buralara yakın bir yerde nişanlısının yaşadığı bir yer varmış.
                  Nişanlısının yardımcısı gelip vadiden su götürürken bakmış ki orada bir
                  delikanlı yatmış. Delikanlı o kadar yakışıklıymış ki resmi suya düşmüş san-
                  ki. Gidip başından geçenlerin hepsini hanımına haber vermiş. Hanım he-
                  men parmağını ısırmış, anlamış ki o Melik Cemşid. Yardımcısına, “Onun
                  başının altına bir yastık götürüp koy, üstüne de bir battaniye ört ve onu gö-
                  zetimine al, sakın bırakma, kalkıp gider haa. Uyanınca onu mutlaka benim
                  yanıma getir.” diye sıkı sıkı tembihlemiş. Yardımcısı da hanımın dediğini
                  yerine getirmiş. Gidip o delikanlıyı gözetlemiş. Delikanlı uyanınca yattığı
                  yerden doğrulup ayağa kalkıp gitmek istemiş. Yardımcı:
                     ‒ Ey oğlan, benim hanımım seni yanına istedi. Onunla görüşmeden
                  gidemezsin.
                     Melik Cemşid:





                  162 • AZERBAYCAN’DAN MASALLAR
   158   159   160   161   162   163   164   165   166   167   168