Page 180 - Azerbaycan'dan Masallar
P. 180

Babası gelip kapılarından geçerken başını uzatıp bakmış. Padişah başın çe-
                  virip görmüş ki böyle güzel bir kız ülkede bile yokmuş.
                     ‒ Vay anam beni sancı tuttu, diyerek elini böğrüne koymuş.

                     Vezir gelmiş,
                     ‒ Padişah sana ne oldu, demiş.
                     ‒ Beni çabuk saraya götürün, demiş.

                     Kız Tembel Ahmet’in yanına gelerek:
                     ‒ Ahmet, yarın babam benim için elçi yollayacak, beni ona vermeye
                  razı gelir misin, demiş.
                     Tembel Ahmet:
                     ‒ Seni verdiğim için bana kırılmaz mısın?

                     ‒ Hayır, senin kabahatin yok.
                     Sabah olmuş, bakmışlar ki kapı dövülüyor. Tembel Ahmet kapıya gidip
                  bakmış ki vezir gelmiş. Vezir,
                     ‒ Elçiye zeval olmaz. Beni padişah gönderdi, sizde bir kız var, onu pa-
                  dişah istiyor, demiş.

                     Tembel Ahmet:
                     ‒ O bir yetim kızdır, benim kız kardeşimdir, kurban olsun padişaha,
                  demiş.
                     Vezir gelip padişaha,

                     ‒ Ey padişah kızı sana aldım, diye haber vermiş.
                     Padişah,
                     ‒ Ey vezir, yarın git bir konuş. Kızı ne zaman verecekler ve bizden ne
                  isteyecekler, demiş.
                     Sabah olunca vezir gidip kapıyı dövmüş. Tembel Ahmet içeriden:
                     ‒ Ne var?

                     ‒ Padişah “Gelini tez versin, ne istiyor getirelim.” diyor.
                     Tembel Ahmet kıza:

                     ‒ Sen ne istiyorsun?
                     Kız,
                     ‒ Beş torba pirinç, on tane koyun, bir kalbur un göndersin, demiş.



                                                        AZERBAYCAN’DAN MASALLAR  • 179
   175   176   177   178   179   180   181   182   183   184   185