Page 86 - Azerbaycan'dan Masallar
P. 86
‒ Hayır, isteyen çok oldu. Şimdiye kadar pek çok pehlivan, şehzade ge-
lip bu kızı istediler. Ancak burada gizli bir sır var, o kızı istemek için sıraya
girenlerin hepsi kayıp, meydana çıkmıyormuş. Burada, bu şehirde bulunan
halk bu kıza âşık. Ancak insanlar korkusundan adamın biri de cesaretini
toplayıp elçi gönderemiyor.
Oğlan:
‒ Bu kızı ben alacağım.
Adam tebessümle:
‒ Delikanlı sana acıyorum! Sen iyi bir gençsin, kendine acı, bu sevda-
dan vazgeç!
Oğlan,
‒ Hayır, her ne olursa olsun ben bu kızı alacağım, dedi.
Kararından vazgeçmesi için ne kadar dil döktülerse de kimse kararın-
dan döndüremedi. Ertesi günü tek başına padişahın yanına gitti, huzuruna
çıktı.
‒ Sultanım, ben senin kızınla evlenmeye geldim.
Padişah onu güler yüzle kabul etti ancak dedi ki:
‒ Sonunda bir oğlan bir kızın, bir kız da bir oğlanındır. Kızım benim
sözümden çıkmaz ancak ben onun ileride hayatının mutsuz, talihsiz olma-
sını istemiyorum. Seni çok beğendim. Belki de kızın hoşuna gitmeyeceksin
ya da kız senin hoşuna gitmeyecek. Benim şartım şu: Yarın seninle birlikte
kızımı bir odaya koyacağım. Orada bir iki saat birbirinizle sohbet edersi-
niz. Eğer birbirinizi beğenirseniz, her şey başüstüne!
Oğlan bu teklife yürekten razı oldu. Kendisi de çok mutlu oldu. Bun-
dan daha iyi ne olabilir ki?..
Ertesi gün oğlanı kızın odasına getirdiler. Kız da ne kız!.. Huri, melek...
Resimdekinden beş kat daha güzel, şehla gözlü, şirin sözlü, hilal kaşlı, fın-
dık burunlu, açık alınlı, gül çiçek eteği, dili bal peteği, dişleri inci gibi.
Daha ne deyim, gel beni gör, derdimden öl...
Oğlan bu güzelliğe vurulup yerinden kalkamadı. O narin kadife dö-
şeğin üzerinden kalkıp süt gibi beyaz ayaklarını ipek halının üstüne basa
basa oğlana doğru gelmeye başladı. Oğlan âdeta kendinden geçti. Öyle bir
hâldeydi ki az kalsın olduğu yerde bayılacaktı. Kız uzun beyaz kollarını
AZERBAYCAN’DAN MASALLAR • 85