Page 382 - Dünya Eğitimine Yön Verenler - II
P. 382
rece geniş bir kültürü olduğunu kanıtlar. Onun alanındaki en iyi uzmanlar
sadece psikiyatrist, psikologlar ve eğitimciler değil, sosyolog ve dilciler de
ona hayatı boyunca ve ölümünden sonra da saygı duydular. Onların hepsi,
Wallon’un asıl kaygısının çocukların kavrama gücünün daha iyi olması, fi-
ziksel ve psikolojik gelişimlerini ve eğitim gerekliliklerini yerine getirmek
olduğunun altını çizer. Bu belki de kavrayamama ve birçok yanlış anlaşılma-
ya yol açan bu iki yaklaşım arasında Wallon’un kurduğu çözülemez bağdır.
Kimilerine göre o, sürekli doğru kelimeleri ve terimleri bulma isteği ve hep
deneysel doğrulamaya dikkat eden, okunması zor bir yazar olarak görülüyor.
Diğerlerine göre o özellikle gözlemlerini uygulamaya koyma ve her şeyden
önce öğretim aktiviteleriyle meşgul olma kaygısında görülüyor.
Wallon, hayatı boyunca angaje bir yazar oldu ve bu angaje oluşu, hiç sırrı
olmayan öğrenciliği gibi, bilimsel toplumda ona bir hava kattı ve ona birkaç
arkadaşlığa mal oldu. Fakat bazen ağır gelse de Wallon seçimlerinden döne-
cek bir insan değildi. Doğru gördüğü sebepleri savunmaya hazır olması onun
bütün hayatını gösterir: Sosyalizmin ilk yıllarında Jaurès ile birlikte Bicêtre’de
yetersiz çocukların durumlarını iyileştirmek için 1914-18 savaşı sırasında ve
sonrasında ağır yaralı askerler ve uyumsuz gençlerle ya da çocuk hapishane-
sinde tutulan suçlularla İspanyol Savaşı boyunca ve daha sonra direniş bo-
yunca devamlı ilişki içindeydi.
Barışın geri gelmesiyle kısa bir süreliğine Millî Eğitim Bakanı ve daha son-
ra milletvekili oldu. Son olarak hayatının son 15 yılında kendini ve prestijini
bütün millî bağımsızlık savaşlarına verdi ve tam da ölümünün arifesinde Ce-
zayir barışı için hazırlanan bildiriyi imzaladı (1962 Aralık).
Halka yaptığı ilk konuşmasında, eğitimcinin sorumlulukları ve görevle-
rinden bahsederken aynı enerjiyi ve kararlılığı yorulmadan göstermeye de-
vam etti, Bar le Duc Lisesindeki bir ödül töreninde öğrencilere hitap ederek
şunları söyledi: “Başkaları için yaşamak dolu dolu yaşamak demek değildir
midir, egoizmin içinde gizli olan ölüme meydan okumak, asil bir çabayla var-
lığımızın her anını kısaltmak? Bu bizim bağımsızlığımızı göstermez mi?”
50 yıldan fazla bir süre sonra, ilkokul öğretmenlerine hitaben verdiği me-
saj da aynıydı, daha sert bir şekilde zamanın problemleri ve deneyimleriyle
gösterdi: “Kendilerine emanet edilen sorumlulukların bilincinde olan öğret-
menler, zamanın meselelerinde kararlı olmalıdır. Körü körüne değil, eğitimle-
rinde öğrendiklerinin ışığında kararlı olmalılar. Dönemin ahlaki değerleri ve
792 • DÜNYA EĞİTİMİNE YÖN VERENLER DÜNYA EĞİTİMİNE YÖN VERENLER • 793