Page 120 - Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitimi Kuruluşlar ve Tarihçeler
P. 120

1 0 3

       ödevleri  arasında  bulunduğu  için  bu  kanun  baştan  başa
       bütün  hükümleriyle  maarif  teşkilâtında  çalışanları  pek  ya­
       kından  ilgilendirir.  Ancak  burada  bahsimiz,  «Anayasada
       doğrudan  doğruya  veya  dolayısiyle  Maarif  işlerine  temel
       olan  hükümleri  göstermek»  le sınırlanmış olduğundan  yalnız
       onlar  üzerinde  duracağız:

           a)  «Anayasa»da Maarifi  doğrudan  doğruya  ilgilendiren  hükümler:
           "Anayasamızda  maarifi  doğrudan  doğruya  ilgilendiren
       hükümler  şunlardır:
           Madde:  8 0   —  Hükümetin  gözetimi  ve  denetlemesi  altın­
       da  ve  kanun  çerçevesinde  her  türlü  öğretim  serbesttir.,,
           «Madde:  87  —  Kadın,  erkek  bütün  Türkler  ilk  öğretim­
       den  geçmek  ödevindedirler.  İlk  öğretim  devlet  okullarında
       parasızdır.»
           îlke  yönünden  öğretimin  serbesliğini  kabul  eden  sekse­
       ninci  madde,  «kanun  çerçevesinde»  kaydiyle  serbest  öğre­
       timin  kanunla  sınırlanacağını  da  göstermektedir.  Bundan
       başka  hükümetin  gözetim  ve  denetlemesi  altında»  kaydı  da
       serbest  öğretimi  gözetim  ve  denetlemesi  altında  tutmayı,
       hükümete  bir  ödev  olarak  yüklemektedir.
           Bu  madde,  bizde,  öğretimin  devlet  tekelinde  olmadığını
       da  anlatmış  oluyor.  Bunun  için  Türk  vatandaşları,  her  türlü
      serbest  öğretimde  bulunabilir  ve  özel  okullar  açabilirler.
       Ancak  bunun  şartlarını,  sınırlarını,  hükümetin  gözetim  ve
      denetleme  hakkını  nasıl  kullanacağını,  kanunla  belirlemek
       gerektir.  Çünkü,  “Her  Türk,  hür  doğar, hür  yaşar.  Hürriyet
      başkasına  zarar  vermiyecek  her  şeyi  yapabilmektir.  Tabiî
       haklardan  olan  hürriyetin  herkes  için  sınırı,  başkalarının
      hürriyeti  sınırıdır.  Bu  sınırı  ancak  kanun  çizer.»  (Anayasa.
      Madde:  68).
           öğretimde  serbestlik  demek;  aile  başlarının  çocuklarını
      öğretim  ödevinden  isterlerse alıkoyabilmeleri  demek  değildir.
       Bundan  maksat,  her  vatandaşın  kanun  çerçevesinde  öğretim
      vermekte  eşit  hakka  sahip  olması,  öğretimin  birtakım  ayrı­
      calıklı  bireylerin  veya  kurumların,  hattâ  Devletin  elinde
      kalmasiyle  sonuçlanan        bir  tekele   bağlı  tutülmamasıdır.
      Devletin  serbest  öğretim  üzerindeki  gözetim  ve  denetlemesi
      öze  olarak,  bir  yandan  «küçük» lerin  de  hakkını  koruyabil­
   115   116   117   118   119   120   121   122   123   124   125