Page 340 - Mevlana'nın Eğitim Görüşleri
P. 340
payı vardır. Đnsanların algıları seçicidir ve “akılda ne varsa kulak o yana
dikilir.” Bilerek bakan insan, bilgisizce bakan insana göre çok daha fazla
şey görür ve gördüklerini bilir. Bir hastaya tabibin bakışı ile câhil bir
adamın bakışı bir değildir. Bir konu ile ilgilenen kişi ile ilgilenmeyen
kişinin bakışı da bir değildir. Ortada cereyan eden bir olayı, değişik
meslek sahipleri kendi açılarından ve farklı farklı değerlendirebilirler.
Dil, duyu organlarımızla algıladığımız binlerce birbirine benzer
veya zıt olguların sadeleştirilmesidir. Đnsanların bazı şeyleri ifade
etmelerinde, bazı gerçekleri yakalamalarında büyük bir faydası da vardır.
Ancak dil ifadeleri karşıdakinin kafasında, gerçekte ifade ettiğinden çok
başka şeyler ifade ediyor veya hiç bir şey ifade etmiyorsa, o zaman dilsel
iletişim hem insanlara bir şey öğretme de hem de gerçeklerin ifadesinde
ve aranmasında âciz kalır. Sözlerin yanı sıra duyu organlarıyla da
algılamak öğrenmeyi de, anlamayı da güçlendirir. Tanrı'nın bellettiği
adlar, gönlümüzden dilimize akmaktadır. Ancak bu akış yollarını açan,
duyu organlarımız vasıtasıyla kazandığımız algılamalardır. Eğer dilsel
ifadeler gerçeği anlatmada âciz ve silik kalıyorlarsa, tekrar duyu
organlarına başvurmak daha iyidir.
Sadece akla ve sözlere dayanmak, bazen bizi yanlış yollara sevk
eder. Akıl ve dil, insana sahte gurur ve güç verir. Bir kişi bir hata
yaptığında onu defalarca cezalandırsak ve hatasını sözle ifade etsek belki
başarısız olabiliriz; buradaki üç yüz sopa yerine ona bir kez gerçeği
1
göstermek daha iyi olabilir .
Tabiattaki sırlar, birtakım şekiller, renkler, kokular v.s. arkasına
gizlenmiştir. Bunlar tamamen açık olmadıkları gibi tamamen gizli de
değillerdir. Bunların sırlarına bazen gözlerimiz, bazen kulağımız,
burnumuz, derimiz vasıtasıyla, bazen de düşünme ve akıl yoluyla
ulaşabiliriz. Ama bazen de yukarıda sayılanlardan her birisi, ana gerçeği
örten, perdeleri daha da arttıran bir rol de oynayabilirler.
Bazı kimselere az söz, az algı belki çoktan daha faydalı olabilir.
Çok şey her zaman faydalı değildir. Bir yangının ateşi, bir mumun, küçük
bir çıranın ateşinden daha faydalı olabilir mi? Bütün işlerde maksat fayda
olduğuna göre, her şeyde çoktan ziyade faydalı olup olmamaya önem
verilmelidir. Bazıları için faydalı olan, belki bir sözü işitmemeleridir;
2
onların sadece görmeleri yeterli ve faydalı olur . Bir mumu yakmak için
azıcık bir ateş yeterlidir, fazlası onu eritir ve mum için faydalı olmaz.
Eğitimin amacı, her kişide var olan bilgi ve sevgi ışığını
yakmaktır. Eğer bu ışık gerçekten yakılırsa, çok fazla müdahaleye gerek
kalmaz.
Hem öğrenmede hem öğretmede “söz dili” gevşektir, “iş dili” ile
de konuşmak, göstermek, yapmak gerekir. Her çağda insanın üç yoldaşı
vardır; bunların ikisi gaddardır, ancak birisi vefalıdır. Gaddar olanlar
1
Mesnevi. 6/3796.
2
Fîhi Mâfih. s.345.

