Page 15 - Anton Çehov'dan Seçme Hikayeler
P. 15

Gündüz uşakların mutfağında yatar, yahut da aş çı kadınlar-
            la şakalaşırdı. Gece oldu mu, geniş kaputunu gi yip konağın
            etrafında gezer, sopasıyla sesler çıkarırdı. Peşi sıra, başları ön-
            lerinde, ihtiyar Kaştanka ile Viyun gelirlerdi. Viyun’un tüy-
            leri siyah, vücudu uzundu; pek terbiyeli ve uy sal görünürdü.
            Herkese, yabancılara bile, aynı tatlılıkla bak tığı hâlde pek
            sevilmezdi. Çünkü onun bu sakin, terbiyeli tavırları altında
            şeytanca bir sinsilik gizleniyordu. Bir kim senin arkasından
            sinsice yaklaşıp ayağını ısırmak, kilere girmek veya köylünün
            tavuğunu çalmak gibi işleri becer mekte eşi benzeri yoktu.
            Onu, hem de bir defa değil, birkaç defa asmışlardı. Her hafta
            yarı ölü bir hâle gelinceye kadar sopa atarlardı. Ama gene de
            dirilir, kalkardı.
               Şimdi dedesi herhâlde büyük kapının önünde durmuş,
            gözlerini kısıp köy kilisesinin parlak kırmızı pencerelerine
            bakıyor, soğuktan, olduğu yerde tepiniyordur. Sopası ke-
            merine bağlıdır. Ellerini oğuşturur, soğuktan büzülür, ihti yar
            sesiyle gevrek gevrek gülerek kâh hizmetçiyi kâh aşçı kadını
            çimdikliyordur. Kadınlara enfiye kutusunu uzatarak:
               ‒ Biraz enfiye çekmez misiniz, diyor.
               Kadınlar da enfiye çekiyor ve aksırıyorlar. Dede anla-
            tılmaz bir sevince kapılarak neşeli kahkahalarla gülüyor:
               ‒ Sümüklerin dondu, hadi sil burnunu, diye bağırı yor.
               Köpeklere de enfiye koklatılıyor. Kaştanka aksırıyor, ba-
            şını çevirip güceniklikle uzaklaşıyor. Viyun ise saygılı olduğu
            için aksırıyor, kuyruğunu sallıyor. Gece öyle güzel ki hava
            sakin, şeffaf, serin. Ortalık karanlık ama beyaz damlalarıyla,




               t ANTON ÇEHOV’DAN SEÇME HİKÂYELER
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20