Page 150 - Anton Çehov'dan Seçme Hikayeler
P. 150
Ağlamak, isyan etmek kabil olmadığından Vasya ho-
murdanır, ellerini kırarcasına sıkar, tepinir yahut ceketinin
yenini ısırarak köpeğin tavşanı tartakladığı gibi uzun müd det
kendi kolunu tartaklar. Gözlerinin feri sönmüş, yüzü ümit-
sizlikten gerilmiş, çarpılmıştır. Onun bu hâlini gören nine,
birdenbire başındaki şalı çekip alır. Gözlerini bir noktaya di-
kerek elleriyle, ayaklarıyla tuhaf hareketler yap maya başlar.
O anda, öyle sanıyorum ki çocuk da kocaka rı da hayatlarının
mahvolduğunu, gelecek için artık hiçbir ümitlerinin kalma-
dığını anlamışlardır.
Potuhin ağladıklarını duymaz ama olan bitenleri oda-
sından görür. Yarım saat sonra ninesinin şalına bürünen
Vasya okula gidince o, size anlatmak için söz bulamadığım
bir yüzle sokağa fırlayarak oğlunun peşinden gider. Çocu-
ğuna seslenmek, onu teselli etmek, özür dilemek, rahmetli
annesini şahit tutarak namusu üzerine söz vermek ister. Ama
göğsünden hıçkırıktan başka bir şey çıkmaz. Sabah leyin hava
nemli, soğuktur. Okula yaklaşan Vasya, arka daşları kadına
benziyor demesinler diye, şalı çıkarıp yalnız ceketle okulun
kapısından içeri girer. Potuhin eve dönünce hıçkırır, bir şey-
ler mırıldanır; annesinin, Yegoriç’in, onun tezgâhının önün-
de yerlere kadar eğilir. Sonra biraz kendi ne gelince koşarak
benim yanıma gelir. Nefes nefese Allah rızası için benden bir
iş ister. Tabii ona ümit veririm.
Potuhin:
‒ Nihayet kendime gelebildim, diye mırıldanır. Artık ak-
lımı başıma toplamalıyım. Bu rezalete bir son vermeli yim.
ANTON ÇEHOV’DAN SEÇME HİKÂYELER t