Page 10 - Azerbaycan'dan Masallar
P. 10
MELİK MEMMED *
Bir varmış bir yokmuş, bir padişah varmış. Bu padişahın da bağında bir
elma ağacı varmış. Bu ağaç, birinci gün çiçek açarmış; ikinci gün çiçeğini
dökermiş, üçüncü gününde meyvesini verirmiş. Bu elmayı kim yerse on
beş yaşında oğlan olurmuş.
Padişah her gün sabah gün doğarken kalkıp bağa gidermiş ki elmayı
toplayıp yesin... Amma bakmış ki başkaları elmayı toplayıp götürürmüş.
Kör pişman geri dönüp gelirmiş. Bir gün böyle, beş gün böyle, sonunda
padişahın sabrı tükenmiş ve büyük oğlunu yanına çağırmış. Oğlu babası-
nın yanına gelince baş eğip:
‒ Baba sana canım feda, sizin için ne yapabilirim?
Babası:
‒ Böyle iş olur mu? Ben padişah olduğum hâlde bağımdaki elmaya has-
ret kaldım, ondan hiç yiyemiyorum. Her ne olursa olsun, hırsızı yakalayıp
bana getirin!
Oğlan, babasının elinden öpüp çıktı; okunu yayını alıp, savaş kıyafetini
de giyerek bağa gitti.
Oğlan bir saat bekledi, iki saat bekledi, elmanın tam da yetişip olgun-
laşacağı sırada onu bir uyku tuttu. Bir ara uyanıp baktı ki elma, dalında
yoktu. Toplanmıştı. Padişahın büyük oğlu büyük bir üzüntüyle eve geldi.
Padişah bir gün sonra ortanca oğlunu yanına çağırıp dedi:
‒ Böyle iş olur mu? Ben padişah olduğum hâlde bağımdaki elmaya hasret
kaldım, ondan hiç yiyemiyorum. Her ne olursa olsun, hırsızı yakalayacaksın!
Ortanca oğlan babasının elinden öpüp çıktı, okunu yayını alıp, savaş
kıyafetini de giyerek bağa gitti. Bu da bir saat gözledi, iki saat gözledi ve
sonunda elmanın yetişeceği sırada gidip uyudu. Bir müddet sonra uyanıp
baksa ki elmanın hepsi toplanmış. O da kör pişman eve döndü.
Bu haberi padişahın küçük oğlu Melik Memmed duyup babasının ya-
nına geldi, saygıyı gösterip baş eğerek dedi:
* Azərbaycan Milli Elmlər Akademiyası Folklor İnstitutu, Azərbaycan Folkloru Külliyyatı, I. Cild,
Nağıllar (I kitabı), “Səda” Nəşriyyatı, s.70-81, Bakı-2006.
• 9