Page 255 - Azerbaycan'dan Masallar
P. 255

‒ Olur, ben seni neremde saklayım?

                     Yılanların padişahı:
                     ‒ Aç ağzını içine gireyim, demiş.

                     Yaşlı adam:
                     ‒ Senin bana bir zararın olmaz mı?

                     Yılanların padişahı:
                     ‒ Hiçbir kötülük yapmam, demiş.

                     Yaşlı adam ağzını açmış ve yılan karnına akıp gitmiş.
                     Yaşlı adam daha yılan girmeden evvel:
                     ‒ Peki, istediğim zaman çıkacak mısın?

                     Yılan,
                     ‒ Çıkacağım, demiş.

                     Sürü bunun arkasından ulaşmış ve yanlarından geçip gitmiş. Burada da
                  yılanların büyükleri olurmuş. Yaşlı adamdan:
                     ‒ Yolcu buradan kanatlı, boynuzlu yılan geçti mi, gördün mü?
                     Yaşlı:

                     ‒ Görmedim, demiş.

                     Neyse inanıp gitmişler. Sürü gözden kaybolduktan sonra torunuyla bir-
                  likte karınlarını doyurmak için attan inmişler. Yemek yemeden önce demiş
                  ki “Yılan karnımdan çıksın, sonra yemek yiyelim.”
                     Yılana teklif edip yalvarır ki:

                     Allah’ın yarattığı hayvan sen geldin yanımdan geçtin, ben sana saygı
                  gösterdim, çık, ben yemek yiyeceğim, demiş.
                     Yılan:
                     ‒ Çıkmam, demiş.

                     Yılan, adamın karnında o yana dönüyormuş bu yana dönüyormuş.
                  Bunun karnından  çıkmıyormuş.  Neyse... Bu çocuk abdest alıp kıbleye
                  dönmüş. Allah’a yalvarmış ki:

                     ‒ Ya Rabbimiz olan tek Allah’ım, bunu dedemin bedeninden uzak et.




                  254 • AZERBAYCAN’DAN MASALLAR
   250   251   252   253   254   255   256   257   258   259   260