Page 124 - Manas Destanı
P. 124

korkunç düşman olduk. Kanlı savaşlar yaptık. Manas’ın atı “Akkula” sa-
                  vaşta öldürüldü. Almambet şehit oldu. Şerefli, saygılı kahramanlarımız-
                  dan Çuvak, Muzburçak, Er Gökçe ve başka bildiğin, gördüğün nice alp
                  ve beyler bu savaşlarda şehit oldular. Dostunuz Manas çok hasta, ara sıra
                  konuşabiliyorsa da durumu çok ağır. Nasıl tarif edelim, vakit vakit ağzın-
                  dan kan pıhtısı çıkıyor. Ağlayan Kanıkey’de akıl ve sabır kalmadı... İşte
                  size Kanıkey’in yazdığı mektup!” diye Gökbörü’ye mektubu sundu. Bu
                  mektupta Kanıkey, “Hayatta iken dostunuzu görün.” diye yazmıştı. Bu
                  mektubu gören Gökbörü’nün oğlu Koyanalı şöyle konuştu: “Asıl Manas
                  atamı kendi elimle gömeceğim. Her türlü hizmetini tam olarak yapaca-
                  ğım. Belimi sağlam bağlayacağım, Kalmuk hanı Konurbay’dan Manas ata-
                  mın kanını, öcünü alacağım. Bize düşmanlık düşünen düşmanın tepesine
                  bineceğim. Bizim dediğimizce yürümek istemeyen han bulunursa bütün
                  malını, mülkünü yağma edeceğim.” diyerek babası Gökbörü ile beraber
                  Talas’a hareket etti.
                     Koyanalı, Er Töştük Alp’a haber verdi. Ulusunun saygılısı, adı halk
                  içinde meşhur, sayısız düşman Çinlilerin kapılarını açan, Turfan kentini
                  fetheden, bağlanıp kalan pazarın bahtını açan Er Koşay Alp’a da Koyanalı
                  haber verdi.
                     Koyanalı Endican kentine gelip oradaki tekkelerdeki kırk şeyhi Manas’ın
                  yanına gelip dinî ayinleri yapmalarını rica etti. Bu şeyhler Manas’ın yanına
                  gitmek istemediler ve şöyle dediler:

                     “Manas denilen murdar, pis herif bizi döver, bize hakaret ederdi.
                  Başımızdaki sarığımızı alır, atardı. Biz onun yanına varmak, istemiyoruz.
                  O kurttan da fena adamdı, işimiz gücümüz var, pazarda satacak malımız
                  var.” Şeyhlerin bu sözlerine karşı Koyanalı kamçısı ile güzelce cevap ver-
                  di. Başın demedi, gözün demedi, bunların canına okudu. Zavallı şeyhler
                  “Varacağız!” diye yalvardılar. Hepsi birden Manas’ın bulunduğu obaya
                  doğru koştular. Manas ölüm yatağında çok ızdırap çekiyordu...
                     Ölüm hâlindeki Manas’a bir çadır kuruldu. Bu çadırın çevresine halk
                  toplandı. Sevgili yengeniz Kanıkey’in gözüne uyku girmedi, günlerce uyu-
                  yamadı. Ölüm saati çok yaklaşmış olan Manas’ı kimseye göstermedi. Onu
                  ömrünün son saatlerinde adı sanı belli düşmanlarının rahatsız etmelerin-
                  den korkuyordu. Bu düşmanları aldatmak için akıllı Kanıkey çok düşün-
                  dü ve yapacağı işi planladı. Manas’ın ölümünden sonra bu planını tatbik
                  edecekti.

                     Hastalığı çok ağırlaşan Manas için ayrı bir çadır kuruldu. Bu çadırın
                  çevresine Manas’ı seven ve sayan birçok halk toplandı. Büyük küçük herkes


                                                                  MANAS DESTANI • 123
   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128   129