Page 119 - Anton Çehov'dan Seçme Hikayeler
P. 119
Çavuş, Polis Jigin’e dönerek: “Sen söyle polis, öyle deme-
din mi?” diye soruyor.
‒ Öyle dedim.
‒ Şu halkın önünde: “Sulh yargıcı böyle işlere karış maz.”
dediğini herkes duydu, herkes. Bunu işitince başıma kaynar
su döküldü sandım, her yanım ürperdi. “Bir daha söyle baka-
yım kerata, dedim. Bir daha söyle.” Aynı söz leri tekrarladı. O
zaman: “Sen ne hakla sayın yargıç için böyle konuşuyorsun,
dedim. Polis olduğun hâlde hükûme te nasıl karşı geliyorsun?
Bilmiyor musun ki bu çeşit söz ler için, böyle yakışıksız ha-
reketler için bay yargıç seni jandarma komutanlığına gönde-
rir.” Muhtara da: “Bilmi yor musun ki diyorum, bu gibi siyasi
sözler için bay yar gıç seni sürebilir.” “Sulh yargıcı, yetkileri
dışına çıkamaz. Ancak küçük işlere bakar.” demesin mi? Böy-
le söyledi, herkes de duydu. “Bu sözlerle hükûmet otoritesini
kırma ya nasıl cesaret ediyorsun, diyorum. Benimle diyorum
böyle alay etmeyin ha! Ayağınızı denk alın. Sonra işiniz du-
mandır.” Varşova’da iken yahut Erkek Klasik Orta Okulunda
sorumlu başkan iken uygunsuz sözler işitir işit mez o saat “Po-
lis yok mu?” diye sokağa bakardım. “Bu raya gel polis efen-
di.” der, her şeyi ona bir bir anlatırdım ama burada kime
anlatırsın? Artık çileden çıkmıştım. En çok halkımızın bu
başıboşluk, saygısızlık içinde kendisini unutup gitmesi bana
dokundu. Kollarımı sıvadım. Tabii pek sert değil ama işte
şöyle yollu yordamınca, hafifçe. Sayın yargıç, size karşı bir
daha böyle sözler söylemeye kalkışan olmasın diye. Muhtarı
korumak için polis işe ka rıştı. Ben tabii polise de veriştirdim.
Derken iş büyüdü bay yargıç. Dayak atmadan olur mu?
t ANTON ÇEHOV’DAN SEÇME HİKÂYELER