Page 117 - Anton Çehov'dan Seçme Hikayeler
P. 117
‒ Müsaade edin, siz ne polissiniz ne de muhtar. Hal kı
dağıtmak sizin vazifeniz mi?
Salonun her köşesinden:
‒ Görevi değil, görevi değil, sesleri işitilir. Ondan bi ze
rahat yok. On beş yıldır çekmediğimiz kalmadı. Asker den
döndü döneli. Köyden kaçıp gitsek daha iyi. Herkesi bıktır-
dı, usandırdı.
Şahit olarak dinlenen muhtar:
‒ Doğrudur, sayın yargıç, dedi. Bütün köy halkı şikâ yetçi.
Onunla yaşamak imkânsız. Kutsal resimlerle bir tö ren yapa-
rız, bir düğün yahut herhangi başka bir iş olur; her yerde
bağırır çağırır, gürültü çıkarır, ortaya nizamlar atar, çocuk-
ların kulaklarını çeker. Kadınları, sanki kayın baba ları imiş
gibi, işin içinde iş olmasın diye gözetler durur. Demin de
köy evlerini bir bir dolaşıyor, boyuna emirler ve riyordu. Şar-
kı söylemeyin, ateş yakmayın, diyordu. Şarkı söylenmesi için
kanun yokmuş.
Yargıç:
‒ Durun, ifadenizi sonra tamamlarsınız. Şimdi Prişibeyev
anlatsın. Devam edin.
Çavuş, homurdanarak:
‒ Başüstüne, der. Siz sayın bayım, buyurdunuz ki hal-
kı dağıtmak vazifem değilmiş. Pekâlâ. Ya düzensiz lik olursa.
Halkın münasebetsizlik etmesine izin mi edil meli? Halka
hürriyet verileceği nerede yazılı? Buna müsa ade edemem.
Ben onları dağıtmaya, paylamaya kalkışmaz sam bu işi kim
yapar? Doğru nizamları başka bilen yok ki. Diyebilirim ki
sayın yargıç, koca köyde halka karşı nasıl davranılacağını
t ANTON ÇEHOV’DAN SEÇME HİKÂYELER