Page 143 - Türkiye'de Eğitim Bilimleri Tarihi Üzerinde Bir Araştırma
P. 143

II . MEŞRUTİYET DÖNEMİ                  15


           biliminden  ve siyasetten  yararlanacaktır.  Bu  arada,  gelir dağılımını
          yöneten  ekonomik  yasaları  anlayacak  derecede,  eğitimi  yay­
          gınlaştırmak gerekir.('*‘)
          “Zonınlıı öğretim kuralı, hem akıl ve hikmete, hem de hak ve çıkarlara
          uygundur.  Önce  akla  uygundur.  Çünkü,  bir  baba,  çocuklarını  bü­
          yütmeye, okutmaya, akıl ve şeriat bakımından zorunludur. Saygı gös­
          terilmeyen bir hakkın cezası vardır. Gerçi ana-babanm hakkı da saygı
          gösterilecek  bir  haktır.  Fakat,  düşünülmüyor  mu  ki,  bir  ulusun  ço­
          cuklarının  okullara  devamı  zorunlu  tutulmaz  ise,  o  zaman,  çocuklar
          sokaklarda  oynamayacaklar  mı?  Serserilere,  kamu  yararı,  ceza  ve­
          rilmesini  ister.  Ana-babaları,  görevlerini  yapmadıkları  için,  çocukları
          hapishanelere  mi  dolduralım?  Hayır,  bunları  okula  koruz  da,  ba­
          balarının kusurlarından dolayı, çocukları  bedbaht etmeyiz.  Ana-baba
          kuramına, çocukların, vatanın esenliği kurban edilemez.”
          “Birtakım  korkak  kimseler  diyeceklerdir  ki,  “Ne  yapalım,  bu  ço­
          cukları  zorla  okula-gönderecek  bir  yasa  yapmaya  hakkımız  yok”.
          Nasıl? Siz, bir adamı  hapishaneye gönderiyorsunuz.  Bunda hakkınız
          var da, onu  onur ve namus ile yaşatacak bir yasa yapmaya hakkınız
          mı  yok?  İşte,  böyle  makul  ve  haklı  nedenleri  düşünerek,  Arjantin
          Cumhuriyeti’nde  genel  eğitimde  bir  ilerleme  ve  hız  sağlamak  için,
          ülkenin  ileri  gelenleri,  öğrenim  zorunluğu  kuralını  koydular...  Ço­
          cukların,  babalarından  yiyeceklerini  istemekte  hakları  vardır.  Yi­
          yecekten  amaç,  yalnız  bedenin  korunması  için  gerekli  olan  besin
          değil,  çocukları  insan  toplumuna  ve  uygar  yaşama  elverişli  olarak
          yetiştirmek için ne gerekse, hepsi bu besinin içindedir.’’^ ’)
         •“Somu,  hukuk  açısından  incelenince,  çocukların  eğitimi  konusundaki
          yasal zorlama, uygar bir ülkede pek haklı ve pek doğal (meşru) bir iştir.
          Gerçekten, çocukları beslemek, büyütmek, ana ve baba için bir ödev ol­
          duğuna göre;  hükümetin,  ilköğretimi  zorunlu  kılmakla, ailenin  hakkına
          asla  saldırmış  olmaz.  Çünkü,  aileler,  çocuklarının  zihinlerinin  ge­
          lişmesini  sağlayan  vesilelerden  yoksun  bırakılmakla,  çocuklarına  olan
          ödevlerini  savsaklamış oluyorlar.  Hükümet, çocuklarının  hakkını,  her­
          kes  için,  ana-baba  ve  velilerini,  ödevlerini  yapmaya  zorunlu  tutuyor.
          Hukka saldırma yok, hakkı koruma var.”(^)

      (41) A .g .e .,s.  82.
      (42) A.}».e., s.  83
      (43) A .g.e.„s.  84
      (44) A .g.e..s. 86
   138   139   140   141   142   143   144   145   146   147   148