Page 8 - Manas Destanı
P. 8

çok eski Şamanizm gelenekleridir. Bütün bu Şamanizm âdet ve inanışlarını anlatan
                  Sagımbay, Çin’e yapılan büyük seferde Manas’ın karargâhında kılınan bir sabah na-
                  mazını çok güzel tavsif etmektedir. “Tan ağırıp attığı, yeryüzünü sis kapladığı zaman,
                  çok güzel bir ezan sesi kırlarda yankılandı... Herkes, bütün savaşçı askerler uykudan
                  kalkıp, abdest alıp sabah namazına hazırlandılar...” Sagımbay Orazbakoğlu ara sıra
                  böyle güzel, samimi dinî levhalar da çizmektedir. Onun hâl tercümesini yazanlar
                  çok dindar, dinî bütün Müslüman olduğunu belirtiyorlar. Bu bakımdan onun an-
                  lattığı Manas Destanı, Radloff’un ve Çokan Valihanov’un rivayetlerine göre, samimi
                  “Müslüman” gazilerinin hayat ve cihatlarının destanındır.

                     Radloff’un yayımladığı Manas Destanı Kırgız kahramanlarının, tarım hayatına
                  tahammülleri yoktur. Onlara göre ideal hayat geniş bozkırlarda, Tanrı’nın Kırgızlar
                  için özel olarak yarattığı Tanrı Dağlarında, Alay Yaylalarında göçüp konmak, sayısız
                  hayvan sütlülerine sahip olmaktı. Manas’ın birinci defa ölüşünden sonra babası, ana-
                  sı, hemşiresi ve karısı çok sıkıntı çektiler. Babası Cakıp Han orakla sartekinini biçti,
                  anası Çıyırdı Hatun tarlada sart başağı topladı, hemşiresi Kırlangıç odun taşıdı...
                  Sefil perişan oldular. Manas hayatta iken ziraatçı Türkistanlıları “bel, kazmasını sapa
                  geçirip yeri kazan, uyuz eşeğini kırat gibi öven, mısır ekmeğini koynunda taşıyan, tır-
                  panı omuzunda Sart yurdu...’’ diye hakir gören Cakıp Han şimdi kendisi de olmuştu.
                  S. Orazbakoğlu’nun Manas’ın da tarımcılığın idealize edilmek istendiği anlaşılmak-
                  tadır. Babası darılan Manas, ziraatle uğraşıyor ve ona ihtiyar insan suretinde tecelli
                  eden bir ruh yardım ediyor. Bu epizodun, XVII-XVIII. yüzyıllarda söylenen Manas
                  Destanı için, pek yabancı olduğu şüphesizdir.
                                                 *
                                                *  *
                     Türkoloji edebiyatında Manas Destanı konusuna, son yıllara kadar pek az do-
                  kunulmuştu. Bu destan hakkında ilk bilgi, 1849 yılında Kazak-Kırgızların Uluyüz
                  bölümünde idare amiri bulunan Franel adlı bir Rus memuru tarafından hükûmete
                  sunulan raporda verilmiştir. Bu rapora göre çok eski Nogaylı denilen halk zamanında
                  Manas ve oğlu Semetey adlı kahraman savaşçılar yaşamıştır. Franel’den yedi yıl sonra,
                  Orta Yüz Kazak prenslerinden Çokan Valihanov 1856 yılında Kırgızlar arasında yap-
                  tığı seyehat sırasında Manas Destanı’nı keşfetmiş ve bunu 1861 yılında Rus Coğrafya
                  Derneğinin “İzvestiya” dergisinde yayımladığı “Congarya Etüdü” başlıklı makalesinde
                  haber vermiştir. Ç. Valihanov bu etüdünde Manas Destanı’nı şöyle tarif ediyor:
                     “Sarp kayalarda yaşıyan Kırgızlarda tek bir destan vardır. Bu destan Kırgızların
                  bütün mitolojisini, masallarını, her türlü geleneklerini bir kahraman çevresine top-
                  lamış Kırgız ansiklopedisidir. Kırgızlar için eski Yunanların İlyada’sı gibi bir şeydir.
                  Kırgızların hayat tarzları, görenekleri, ahlak ve dinî telakkileri, coğrafyası, tıp bilgile-
                  ri, başka uluslarla olan ilişkileri bu destanda ifadesini bulmuştur.”

                     Ç. Valihanov’dan sonra Manas Destanı’nın önemli bir rivayeti meşhur Türkolog
                  W. Radloff tarafından 1869 yılında tespit edilerek 1885’te “Türk halk edebiyatı ör-
                  nekleri” külliyatının V. cildi olarak yayımlanmıştır.
                     1917 Rus ihtilalinden sonra bu destanın neşri meselesi üzerinde Kırgız aydın-
                  ları ile Rus koministleri arasında geçen çok sert tartışmalar tam otuz yıl devam etti.
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13