Page 9 - Manas Destanı
P. 9

Bu tartışma yıllarında Rus emperyalizmi bakımından “zararsız” görülen bazı kısım-
                  larının Rusça olarak yayımlanmasına izin verildi. Nihayet 1958 yılında Sagımbay
                  Orazbakoğlu rivayeti dört cilt olarak yayımlandı. Bu dört cilde giren kısmın Sagımbay
                  rivayetinin ancak yarısı olduğu anlaşılmaktadır.
                     Manas Destanı’nın bir kısmının XVI. asırda Tacik Farsçasına tercüme edildiği
                  “Macmuatu’t-tevarih” adlı eserden öğrenilmiştir. Bu eserde Kalmuk Hanı Yolay ile
                  Manas’ın savaşları anlatılmaktadır. Bu eser A. T. Tahirzade tarafından Leningrad
                  Üniversitesi neşriyatı arasında 1960 yılında yayınlanmıştır.
                     Orta Asya ve Çin münasebetleri tarihi uzmanı Bernştam’a göre “Manas
                  Destanı’nın çekirdeği Kırgızların Yenisey Irmağı boylarında, Minüsin bozkırların-
                  da IX. yüzyılda devlet kurdukları devirde meydana gelmiştir. Bu devletin başında
                  Yaglakar Han bulunuyordu. Bu han, Moğolistan’a gelen düşmanlarını kovdu, başka
                  Türk boylarının da kendisine katılmasıyla çok kuvvetlendi. Sayan-Altay Dağlarının
                  güney bölgelerini aldı ve düşmanlarını kovup Tanrı Dağlarına kadar geldi ve ordusu-
                  nun bir kısmını buraya bıraktı.”
                     A. Bernştam’ın dayandığı vesika Kuzey Moğolistan’da bulunan Göktürk harfleri
                  ile yazılmış kitabedir. Bu kitabeyi bırakan ölü “Ben Kırgız oğluyum.” demektedir.
                  Anlaşıldığına  göre bu Kırgız  beyi Yağlakar Han atanın hizmetinde bulunmuştur.
                  Üstadına yüz er ve bir mesken vermiştir. Oğullarına “Marım (üstadım) gibi olunuz.
                  Hana itaat ediniz.” diye nasihatta bulunuyor. Bu kitabedeki “mar” kelimesi mani-
                  heist mürşit ve öğretmenler için kullanılan Süryanice bir terimdi. Buna göre Kırgız
                  beyinin maniheist olduğu sanılmaktadır.




























                  * Metinde geçen bazı Kırgız lehçesiyle yazılmış kelimelerin yanına (*) konmuş, karşılığı kitabın sonun-
                  daki sözlükte açıklanmıştır.
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14