Page 9 - Mevlana'nın Eğitim Görüşleri
P. 9

Öyle görünüyor ki, Bahaeddin Veled'in göç kararı almasında çok
                        daha derin sebepler vardı ve Moğol ilerlemesine karşı, inanan insanları
                        Batı'ya, selâmete sevk etme anlamı da vardı.  Zaten  giderken söylediği,
                        'Moğol  askerlerinin  Horasan  ülkesine  ölüm  saçacağı'  şeklindeki  sözleri
                        de  bu  anlamı  ifade  ediyordu.  Ailesi  ve  yakın  müritleriyle  yola  çıkan
                        Bahaeddin Veled, ilkönce Nişapur'da konakladı.

                               Celâleddin Muhammed'in eğitimini, Bahaeddin Veled'in dostu ve
                        müritleri  olan  Semerkandlı  Lala  ve  Tırmizli  Seyyid  Burhaneddin
                        üzerlerine  almışlar;  dinî  ve  tasavvufî  bilgiler  alanında  bu  zeki  çocuğu
                        mükemmel  olarak  yetiştirmişlerdi.  Öyle  ki,  göç  kervanının  Nişapur'da
                        konaklaması  sırasında  yapılan  ilmî  sohbetlere  katılan  Celâleddin
                        Muhammed  burada  oldukça  temayüz  etmiş  ve  Şeyh  Ferideddin  Attar
                        "Esrarnâme" adlı eserini ona hediye etmişti.

                               Bahaeddin Veled'in göç kervanı daha sonra Bağdat'a yöneldi. O
                        sırada, gerek Türkistan'dan gerekse Đran'dan bir çok âlim ve zengin kişi
                        Irak ve Anadolu'ya göç ediyorlardı. Bu nedenle şehir kapısında önlemler
                        alınarak  fazla  kalabalıklar  kontrollü  olarak  içeriye  alınıyordu.  Bağdat
                        kapısında bu kervancıya da "Nereden gelip nereye gidiyorsunuz?" sorusu
                        soruldu.  “Tanrıdan  geldik,  Tanrıya  gidiyoruz.  Tanrıdan  başka  kimsede
                        bizi  durduracak  kuvvet  ve  kudret  yoktur"  cevabı  Halife'nin  sarayına
                        ulaştığında, bunun anlamı Şeyh Sühreverdi'ye soruldu. Şeyh, "Böyle bir
                        cevabı  verebilecek,  böyle  bir  dil  kullanabilecek  tek  kişi,  Belh'li
                        Bahaeddin  Veled  olabilir"  dedi  ve  onu  karşılamaya  gitti.  Şeyh  Baha
                        Veled'i  kendi  konağına  davet  etti,  ama  o,  "Bilginlere  medrese
                        münasiptir"  diyerek  Mustansıriye  Medresesinde  konakladı  (ancak  bu
                        medresenin  öğretime  açılması  1234  ve  Bahaeddin  Veled'in  Bağdat'a
                        gelişinin 1221 olduğu düşünülürse, kervanın başka bir medreseye inmesi
                        gerekir).  Baha  Veled,  Halife'nin  gönderdiği  hediyeleri  kabul  etmediği
                        gibi, onun görüşme teklifini de geri çevirdi.

                               Bağdat'da  üç  gün  kalan  kervan,  oradan  Mekke'ye  gitti,  haç
                        törenlerini  yaptıktan  sonra  Şam  dolaylarına  çıktı  ve  bir  süre  oralarda
                        konakladı.  Ancak  kervanın  hedefi  Anadolu  olduğu  için,  ilk  önce
                        Mengücek  Beylerinin  başkenti  olan  Erzincan'a  çıkıldı.  Bahaeddin
                        Veled'in  kervanı  Erzincan'da  dört  yıl  kaldı.  Mengücek  Beyi  Fahreddin
                        Behramşah  ve  eşinin  büyük  saygı  ve  yardımlarına  rağmen  Bahaeddin
                        Veled  Konya'ya  gitmeye  kararlı  idi.  Sivas,  Kayseri,  Niğde  üzerinden
                        Lârende (Karaman)'ye gitti. Lârende yöneticisi Emir Musa, kervanı kent
                        dışında  karşıladı  ve  sarayına  davet  etti.  Ancak  Baha  Veled  bunu  da
                        reddederek,  kendisinin  sadece  medreseye  inebileceğini  belirtti.  Burada
                        kısa sürede Bahaeddin Veled için bir medrese yaptırıldı ve aile yedi yıl
                        burada kaldı.

                               Celâleddin  Muhammed  burada  babasından  ve  onun  yanında
                        seyahat  eden  âlimlerden  ders  almaya  devam  etti.  Hocası  Şerafeddin
                        Lala'nın kızı Gevher Hatun ile evlendi; Sultan Veled ve Alâaddin Çelebi
                        adlı çocukları burada doğdu.
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14